Tâmât/Tahassür
Bir sabâh-ı neşve-zâ-yı nev-bahâr
Bir seher-gâh-ı safâ-yı nev-bahâr
Neşve-bahş oldu dil-i gam-nâkime
Zîb verdi dîde-i nem-nâkime
Can-fezâdı i'tilâ-yı âfitâb
Tal'ât-ı vicdân-rübâ-yı âfitâb
Kaplamıştı her yeri ebr-i mesâr
Asmân olmuştu gûyâ neşve-zâr
Arza inmiş gûyiyâ lâhûtiyân
Ufka dolmuş gûyiyâ nûr-ı cinân
Kaldı pertevler içinde hâverân
Levh-i âteş-nâke döndü âsmân
Dinliyorken âlemin âhengini
Seyre daldım kâinatın rengini
Serteser âlem tezeyyün eylemiş
Kudret-i Mevlâ tebeyyün eylemiş
Hâl-i istiğrâka dalmışken cinân
Oldu hayrân-ı temâşâ-yı cihân
Böyle bir subh-ı safâda sevdiğim!
Böyle vakt-i cân-fezâda sevdiğim
Mâzîyi ben bir tahattur eyledim.
Bir de bu hâli tefekkür eyledim
Nazlı nazlı göz süzerdin sâhire
Şi'rler ilhâm ederdin şâire
Andırırdı gözlerin hâverleri
Söndürürdü kevkeb-i enverleri
Arzederdin gâh rûy-ı ibtisâm
Atfederdin geh nigâh-ı intikam
Dense lâyık levh-i hâver rûyuna
Mihr-i enver zülf-i anber-bûyuna
Sırma zülfün saçılırdı dûşuna
Reşk ederdim nâzenîn âgûşuna
Gâh geşt-i gülsitân eyler idin
Aşıkane şarkılar söyler idin
Sînene ziynet verirdi bir çiçek
Fer verirdi zühreye sînen melek!
Gül saçarken reng-i revnak-bârını
Neşrederdi sîne-gâh envârını
Cân verirdim istimâ'-ı güftüne
Cân dayanmaz kudsiyâne reftine