Tâmât/Mahsûl-i mâtem

Mahsûl-i Mâtem

۱

Âfâk-ı hazîn ü zulmet-âbâd
Bir zulmete âlem oldu münkad
Gökten geliyor hezâr feryâd
Mâtemle san âsmân kararmış

Gönlüm açılıp cihân kararmış

۲

Bir bârika san şehîd kanlı
Bir şârıka san ümmîd şanlı
Bir sâika san yezid canlı
Bir velvele ki sımâh çatlar

Bir gamgama sanki hâk patlar

۳

Nâliş yağıyor garîk-i nekbet
Feryâd iniyor elif-i zulmet

Rikkat dökülür refîk-ı ducret

Bir dâhiye, bir mezâr açılmış

Âlemlere san keder saçılmış

۴


Şâdî sanırım ki mâtem olmuş
Âlem yanarak cehennem olmuş
Dûzah sönerek bu âlem olmuş
Gitmiş cihân âsmâna dalmış

Zulmetle semâ cihâna dalmış

۵

Ducret dolaşır fezâ içinde
Âlem yüzüyor kazâ içinde
İnsan geziyor belâ içinde
Yerler öterek belâ belâ der

Gökler bağırıp kazâ kazâ der

۶

Yer yer görünür hayâl-i cânân
Bir kisve-i nûr içinde nâlân

Bir kanlı kefen içinde handân

Yârab bu ne zulm-i haşyet-efzâ

Yârab bu ne hâl-i girye-bahşâ

۷

Bildim ne imiş bu hâl-i âlem
Mâtemli gönül olur mu hurrem?
Mâtem imiş âh âh mâtem
Her lâhza cihân tebeddül eyler

Ahvâl-i cihân ne hayret-âver!