Tâmât/Hatırımdan çıkar mı?
Hatırımdan çıkar mı?
Behiştî çehreli bir mihr-i zîbâ
Tahayyürle temâşâ eyliyordu
Hurûş-ı gam-fezâ-yı cûybârı
Bedîât-ı safâ-yı nev-bahârı
Yapılmış mâhdan bir gonca gûya
Seherden cân temennâ eyliyordu
Seher gûyâ teressüm eylemişti
Şafak sanki tecessüm eylemişti.
Uzanmıştı tabîat-perverâne
Firâş-ı nâzenîni bir çemendi
Yed-i nâzik-teri bâlin-i nâzı
Dagılmış gîsûvân-ı mevce-sâzı
Tebessüm ârız olmuştu dehâna
Şafaktan bir yapılmış yâsemendi
Terâküm eylemişti nûr-ı mehtâb
Tecessüm eylemişti sûr-ı mehtâb
Tecessüm eylemiş hüsn ü tarâvet
Televvün eylemiş envâr derdi[*]
Çemen rûh-ı safâ-âlûd u dilber
Hevâ sâmân fezâ vü rûh-perver
Vürûd-ı nehre ikbâl ü saâdet
Güzâr-ı cûya da idbâr derdi
Teessürle bakardı âsmâna
Tenezzülle bakar mıydı cihâna
Edince arz-ı tal 'at mihr-i tâbân
Meh-i handâna döndü ârızeyni
Kıyâm etti safâ-bahşâne dilber
Çekildi gitti mihr-i nâz-perver
Şaşırdı bu cemâlullahına cân
Beyaz bir pîrehendi zîb ü zeyni
Çıkar mı hâtırımdan yâ bu dilber
Bu mâh-ı mübtesim, mihr-i safâ-ver