Muhterem Efendiler, alenî ve hafî celselerde bir iki gün devam eden izâhât ve beyânâtımdan ve işaret ettiğim esasları ihtivâ eden teklifi dermeyan eyledikten sonra, Meclis-i Âli, beni riyâsete intihap etmekle hakkımda umumî itimâdını izhâr eyledi.
Burada, ufak bir noktayı da izah etmeliyim:
Hatırlarsınız ki hâsıl olmaya başlayan vahdet-i milliyeyi, milletin galeyân ve intıbâhı neticesine atfetmekten ziyade şahsî teşebbüs semeresi telâkki ediyorlardı. Bu meyânda benim teşebbüsten menedilmemi mühim görüyorlardı... Beni millete, hükümete redd ü tel’în ettirmekten faide me’mûl ediyorlardı. Yapılan propagandada, ben redd ü tel’în olunduğum takdirde, millet ve devlet aleyhinde hiçbir harekette bulunulmayacak... Bütün fenalığın müsebbibi benim şahsımdır. Bir adam için, bir milletin birçok mehâliki göze aldırması makul değildir tarzında idi. Hükümet ve düşmanlar, benim şahsımı, millete karşı bir silâh gibi kullanıyordu, binâenaleyh, 24 Nisan 336 günü hafî bir celsede, Meclis’e bu ciheti izah ettim. Riyâset intihâbında, bunun da bir mahzur olarak nazar-ı dikkate alınmasını ve yalnız millet ve memleketin selâmeti düşünülerek rey ve kararlarının isabetle verilmesini ricâ ettim.