Arz etmek istiyorum ki hükümet teşkili hakkında teklif dermeyan etmeden evvel, hissiyât ve telâkkiyâtı derpîş etmek zarureti vardı. Bu zarurete tâbi olmakla beraber maksadı mahfûz bulunduran teklifimi bir takrir halinde takdim ettim. Kısa bir münakaşa ile ve bazı itirazlara rağmen kabul olundu.
Bu takriri, bugün gözden geçirecek olursak, orada esaslı umdelerin tespit ve ifade edilmiş olduğunu görürüz.
Bu umdeleri, müsaade buyurursanız burada tebârüz ettirerek sayacağım:
1– Hükümet teşkili zarurîdir.
2– Muvakkat kaydıyla bir hükümet reisi tanımak veya bir pâdişâh kaymakamı ihdâs etmek kabil-i tecvîz değildir.
3– Meclis’te mütekâsif irâde-i milliyeyi, bi’l-fiil mukadderât-ı vatana vâzı’ü’l-yed tanımak umde-i esasiyedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin fevkinde bir kuvvet mevcut değildir.
4– Türkiye Büyük Millet Meclisi teşriî ve icraî salâhiyetleri câmidir.
Meclisten tefrîk ve tevkil edilecek bir heyet umûr-ı hükümeti rüyet eder. Meclis reisi, bu heyetin de reisidir.
Hatıra: Pâdişâh ve halife, cebir ve ikrahtan âzâde olduğu zaman, Meclis’in tanzim edeceği esâsât-ı kanuniye dairesinde vaziyetini ahzeder.
Efendiler, bu esaslara müstenid olan bir hükümetin mahiyeti, sühûletle anlaşılabilir. Böyle bir hükümet, hâkimiyet-i milliye esâsına müstenit halk hükümetidir. Cumhuriyettir.
Böyle bir hükümetin teşekkülünde esas, vahdet-i kuvâ nazariyesidir. Zaman geçtikçe, bu esâsların şâmil olduğu manalar anlaşılmaya başladı. İşte o zaman münakaşalar ve vâkıâlar teâkub etti.