Efendiler, Cemal Paşa 9 Teşrinievvel tarihli bir şifre ile, Heyet-i Temsiliye ile yakından temas etmek üzere, Bahriye Nâzırı Salih Paşa’nın hareketinin tensîb edilmekte olduğunu bildirdi. Fakat Salih Paşa, biraz rahatsız olduğu için mahall-i mülâkatın mümkün mertebe yakın olması ve İstanbul’dan bahren hareketinin münasip teemmül edildiği tasrih edildikten sonra Heyet-i Temsiliye’den kimlerle ve nerede mülâkatları tasavvur olunduğunu sordu.
10 Teşrinievvel’de verdiğimiz cevapta, mahall-i mülâkat olarak Amasya’yı tespit ettik. Görüşmek üzere, Heyet-i Temsiliye’den benimle beraber Rauf ve Bekir Sami Beyler gidecekti. Bunu da bildirdik. Salih Paşa’nın İstanbul’dan hangi gün hareket edeceğinin ve Amasya’ya hangi gün vâsıl olabileceğinin vakt ü zamanıyla iş’ârını ricâ ettik.
Efendiler, memleketin her tarafında, teşkilât-ı milliyenin tevsi ve tarsîni faaliyetine devam ediyorduk. Aynı zamanda mebusan intihâbını temîn ve tesrî’e çalışıyor ve bu husustaki nokta-i nazarlarımızı da icap edenlere iblâğ ediyor ve bazı zevâtı tavsiye dahi ediyorduk. Ancak Cemiyet namına namzet vaz’ etmemeyi prensip kabul etmekle beraber, mebus olmak teşebbüsünde bulunanların, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti esaslarını ve mukarrerâtını hüsn-i kabul etmiş zevâttan olmasını pek ziyade arzu ediyor ve bu gibi zevâtın, kendiliklerinden Cemiyet namına namzetliklerini vaz’ etmeleri lüzumunu da ilân ediyorduk.
11 Teşrinievvel 335 tarihinde, bu arz ettiğim hususâta dair yeniden bazı emirler verdik (Vesika: 147, 148, 149).
Âmâl-i milliyeye hâdim memurlar birer suretle nakil ve tahvil olunmak, âmâl-i milliyeye muhalefetlerinden dolayı, millet tarafından kovulan memurların sıfat-ı memuriyetlerini muhafazada devam olunmak yüzünden bazı yerlerden, yeni kabine ile mana-yı itilâfımız anlaşılamadığı tarzında tâ’rîzler gelmeye başladı.
Bu hususu, 11 Teşrinievvel’de Cemal Paşa’ya yazarak, Kabine’nin nazar-ı dikkatini celp etmek istedik.