Nutuk/16. bölüm/Rauf Bey'in Ankara'ya gelerek birtakım propagandalarla arkadaşları, fırkayı aleyhimizde teşvik ve tahrike koyulması

Rauf Bey, Ankara’ya geldikten sonra, Fırka azasıyla, yakından ve arkadaşça temaslara girdi fakat bütün temas ve hasb-i hallerinden bir hedef takip ettiği istidlâl olunuyordu.

Rauf Bey; “Cumhuriyet ilânında istical edilmiştir. Bu isticale sebebiyet verenler gayr-i mes’ûl zevâttır. Bu tarz-ı hareketin iç yüzünü anlamak lâzımdır. Meclis, hâkimiyet-i milliyeyi bi-hakkın muhafaza edebilmelidir. Mechûl maksatlarla sevk ve idâre olunmaya ses çıkarılmazsa nereye varılacağı bilinemez. Cumhuriyet’in ilânını zarurî kılan sebep ne imiş?! Cumhuriyet’in fi’l-hakika, bizim için nafî ve lâzım olduğu isbât olunmalıdır.” tarzında birtakım propagandalarla, arkadaşları, Fırka’yı, aleyhimizde teşvik ve tahrike koyuldu.

Rauf Bey, İstanbul’daki beyânâtının sonunda demişti ki: “Bu isticalin bir sebeb-i makul ve meşrû’u bulunduğunu, Meclis ve Hükümet, millete ibrâz ve isbât etmelidir ve edecektir.”

O halde pek güzel anlaşılıyordu ki Rauf Bey’in geceli, gündüzlü devam ettiği temas ve hasb-i hallerden maksadı, Fırka ve Meclis azasını, bu nokta-i nazarına imâle eylemekti. Buna muvaffak olduktan sonra, Cumhuriyet ilânı meselesini, tekrar, Meclis’te mevzu-i bahis ettirmek istiyordu.

Bununla istihdâf ettiği gaye de Meclis ve Hükümet’i, müstacelen Cumhuriyet’in ilânında makul ve meşrû’ bir sebep olup olmadığını isbâta mecbur etmekti. Kendi aklınca ve tarafdâranının telâkkisince, makul ve meşrû’ bir sebep ibrâz ve isbât etmek güçtü. Makul ve meşrû’ bir sebebe müstenid olamayan Cumhuriyet’in ilânında istical ve hata olduğu sâbit olacak ve güya, hata tashih olunacak!