Fatih Kanunnâmesi/Bâb-ı sâni
Umûr-ı Saltanata Mütevallık Tertîb ü Âyîn Beyânındadur
Evvelâ bir Arz Odası yapılsun. Cenâb-ı şerifim pes-i perdede oturup, haftada dört gün vüzerâm ve kadı'askerlerim ve defterdârlarım rikâb-ı hümâyûnuma arza girsünler.
Dîvân'a her gün vüzerâm ve kadı'askerlerim ve defterdârlarım geldükde çavuşbaşı ve kapucular kethüdası önlerine düşüp istikbâl itsünler.
Ve ba'z-ı mesâlih içün benden taşraya haberi kapu ağası kapucular kethüdasına söylesün. Ve ol dahi vüzerâma ve kadı'askerlerime ve defterdârlarıma söylesünler.
Ve bir Has Oda dahi yapılmışdır. Otuz iki aded Has Oda oğlanı ile içinde biri silâhdâr ve biri rikâbdâr ve biri çukadâr ve biri dülbend oğlanı ola.
Ve oda oğlanlarının zabtı odabaşına mufavvazdır. Silâhdâr dahi acemilere sille çalmağa me'mûrdur.
Ve anlar çıkmak lâzım gelse silâhdâr ve rikâbdâr elli akça müteferrika olalar. Ri'âyet olunursa bölük ağası ve çâşnigîrbaşı ola. Ve sâir oda oğlanı otuz beşer akça ile çıka. Silâhdâr kapucubaşı olmak dahi vâki olmuşdur. Ve hazîne oğlanı on sekizer akça ile ve yirmi akça ile çıka. Kâtibleri yirmi akça ile bölüğe çıka. Ve kilâr oğlanı on altı akça ile çıka.
Ve ta'âmı huzûr-ı âlî-şânıma kilârcıbaşı koya.
Bağçeye bir bostancıbaşı konulmuşdur. Kayığa girildikde bostancılar kürek çeküp ol dümen duta.
Ve bayramlarda meydân-ı Dîvân'a taht kurulup çıkmak emrim olmuşdur.
El öpüldükde vüzerâm ve kadı'askerlerim ve defterdârlarım kafâdârım olup duralar. Ve hocama ve müfti'l-enâma ve vüzerâma ve kadı'askerlerime ve başdefterdârıma ve nişâncıya kendüm kalkmak kânûnumdur. Ve çavuşlar el öpmek kânûnumdur. Ve ehl-i mansıbın hürde ehl-i mansıblarından alay beği el öpmek kânûnumdur. Ve müteferrika ulûfe ile olursa el öpmek kânûnumdur. Ve çâşnigîr el öpmek kânûnumdur. Ve za'îm ve erbâb-ı tîmâr el öpmek lâzım değildir. Za'îm müteferrikası yüz elli bin akça ile ise el öpmek kânûnumdur. Ve altmış akçadan yukaru ve yetmiş akça kadılar el öpmek kânûnumdur. Ve yirmi akça müderris el öpmek kânûnumdur. Ve küttâbdan nefer olan reîs kâtibleri ve defterhâne kâtibleri, gerek kâtib oldukda gerek ıydde el öpmek kânûnum değildür.
Ve ehl-i mansıb olan muhâsebeci ve yeniçeri kâtibi ve sipâhîler kâtibi ve ruznâmeci el öpmek kânûnumdur.
Ve bilcümle Dîvân'a uzun yenli kaftan ile gelenler hâce makâmındadurlar.
Ve Cenâb-ı şerifim sefer-i zafer-rehbere müteveccih olsa, yanaşmak vüzerâmın ve kadı'askerlerimin ve defterdârlarımın kânûndur. Ma'zûl beğlerbeğileri ve beğleri dahi da'vet edersem yanaşmak kânûnumdur.
Ve kendü develerim ve katırlarımdan altışar katar katır vüzerâma ve beşer katar katır defterdarlarıma virsünler, zahirelerin götürmek içün.
Ve cenâb-ı şerifim ile kimesne ta'âm yimek kânûnum değildir. Meğer ki ehl ıyâlden ola. Ecdâd-ı izâmım vüzerâsiyle yerler imiş. Ben ref' etmişimdir.
Ve sefer-i zafer-rehberim vâki' oldukda rikâb-ı hümâyûnumda solakbaşı ve peykbaşı yürüsün.
Ve bir küçük sanduk ile ceyb harclığı içün filori götüreler.
Ve her kimesneye evlâdumdan saltanat müyesser ola, karındaşların nizâm-ı âlem içün katl itmek münâsibdür. Ekser-i ulemâ dahi tecvîz itmişdür. Anunla âmil olalar.
Ve Has Odam oğlanına yılda dört def'a kaftan virilsün. Üzerine çatmadan takye ve pabuç virilsün.
Ve mühr-i şerifim vezîria'zamda dursun. Hazînem ve defterhânem mühürlenmek ve açılmak lâzım gelse, defterdârlarım huzûrunda açılsun ve kapansun.
Ve hazîneme dâhil ve hâriç olan akça defterdârlarım emri ile dâhil ve hâric olsun.