Fatih Kanunnâmesi/Bâb-ı sâlis
Ahvâl-i Cerâyim ve Ehl-i Mansıba Ta'yîn Olunan Mahsûlâtı ve Elkâbları Beyânındadur
Evvelâ cerime kanda gerek mîrî subaşılarına ve gerek ehl-i tîmâr subaşılarına üç bin akça ola. Ve göz çıkmağa bin beş yüz akça ola. Ve kol kırılmağa bin akça ola ve baş yangına elli akça ola.
Ve bir kişi bir kişiye fuhş ile söğse şer' ile ta'zîr olunup, kırk akça cerîme alına.
Ve bir kişi bir kişinin haremine nâzır olsa yirmi akça cerîme alına.
Ve çavuş ve kâtib tîmârı, beğler zincirinden serbestdir, meğer umûr-ı mu'azzama vâki ola.
Ve havâss-ı hümâyûnum kurâsı ve tîmârları beğler zincirinden serbestdir. Götürü defterdârlarıma mahsûsdur. Anların lâzım olan hall ü akdi anlara mufavvazdur.
Ve bana yarar hâs defterdârlarım her kimde bulsalar, gerek vüzerâmda ve gerek gayrıda, ellerinden alup yerine benim hâslarımdan bîhâsıl olanları vireler.
Ve vüzerâm on iki kerre yüz bin akça ile olalar, hâs ol mıkdâr ta'yîn oluna. Ve anlara âyide benim rikâb-ı hümâyûnuma her nereden haraç ve âdet-i ağnâmdan ve pîşkeş gelürse vüzerâma ve defterdârlarıma dahi hisseleri gelsün.
Ve beğlerbeğiler dahi on kerre yüz bin; on iki kerre yüz bine dahi varsun. Ekalli sekiz kerre yüz bin ile olsun.
Ve defterdârlarıma hâs virilürse, altı kerre yüz bin akça virilsün.
Eğer hazineden sâliyâne virilürse sâliyâne âlîdir. Yüz elli binden iki yüz kırk bine dek virilsün.
Hazînemden vüzerâma sâliyâne virilürse iki yüz kırk binden üç yüz elli bin akçaya varınca virilsün. Sâir vüzerâma yüz yirmi bin akça virilsün.
Vezîria'zam tekâ'üd istese, senede yüz elli bin akça virilsün. Ve beğlerbeğiler yüz bin akça ile mütekâ'id olalar. Başdefterdâr doksan bin akça ile mütekâ'id ola. Ve sâir mâl defterdârları seksen bin akça ile mütekâ'id olalar. Ve sancak beğleri altmış bin akça ile mütekâ’id olalar.
Ve kızlarım evlâdından olanlara beğlerbeğilik virilmeyüp ağır sancaklar virilsün.
Ve vüzerâma otluğumdan kifâyet mıkdârı otluk virilüp şehr emîninden kifâyet mıkdârı odun bahâları alalar.
Ve defterdârlarımın âyidesi, havâss-ı hümâyûnumdan gerek iltizâm ve gerek emânet ile ümenâya virilen hâslar kaç yük ise, yük başına bin akça hakk-ı imzâ alalar. Ve mutlaka hazîne-i âmireme akça teslîm olundukda, bin akçadan yirmi akça kesr-i mîzân alalar. Ve defterdârlara hidmet iden küttâba dahi hakk-ı kitâbet alalar. Ve havâss-ı hümâyûnum a'şârından defterdârlarım me'kûlâtına mu'âvenet ideler. Ve cenâb-ı şerifime her ne yerden pîşkeş gelse vüzerâma ve defterdârlarıma hisse vireler.
Ve kuzât bir sicilde yedi akça ve hüccetden otuz iki akça ve sûret-i sicilden on iki akça ve imzâdan on iki akça alalar. Ve kısmet-i emvâlden binde yirmi akça ve nikâhdan bikr ise otuz iki, seyyib ise on beş akça alalar.
Ve kadı'askerlerime hazmeden günde beş yüz akça ve yeniçeri ağasına günde dört yüz elli akça ve mîr-i aleme yüz seksen akça ve mîrâhûra yüz elli akça ve kapucubaşlarına yüz ellişer akça ve bölük ağalarına yüz yirmi beşer akça ve çavuşbaşına altmış akça ve kapucular kethudâsına altmış akça ve cebeci ve topçu başına ellişer akça ulûfe virile.
Ve Cümle Elkâb Böyle Yazıla:
Vezîria'zama: Düstûr-ı ekrem müşîr-i efham nizâmü'l-âlem nâzımu manâzımı'l-ümem enîsü'd-devleti'l-kâhire celîsü's-saltanati'z-zâhire müdebbirü umûri'-l-cumhûr bi'r-re'yi's-sâib mütemmimü mehâm-mi'l-enâm bi'l-fikri's-sâkıb müessisü bünyâni'd-devleti ve'l-ikbâl muhassısu erkâni's-saltanati ve'l-iclâl el-mahfûfu bi-sunûfı'l-avâtıfı'l-Meliki'l-a'lâ vezîria'zam edâmallahü te'âlâ iclâlehû.
Sâir vüzerâya bir mıkdâr nakıs yazıla.
Ve müftî efendiye ve hoca efendiye ve kadı'askerlere böyle yazıla: A'lemü'l-ulemâi'l-mütebahhirîn efzalü'l-fuzalâi'l-müteverri'în yenbû'ul-fazl ve'L-yakîn vârisü ulûmi'l-enbiyâ ve'l-mürselîn keşşâfü'l-müşkilâti dîniyye ve salıhâhu müte'allıkâti'l-yakîniyye keşşâfu rümû-zi'd-dekâyık hallâlu müşkilâti'l-halâyık şeyhülislâm ve'l-müslimîn müfti-i enâmi'l-mü'minîn el-müstağnî ani't-tavsîf ve't-tebyîn, hocam mevlânâ ve evlâna Mehemmed edâmallâhü fezâiluhû. Ve hidmet-i fetvâda olan mevlânâ Bedreddin edâmallâhü te'âlâ fezâiluhû.
Ve defterdârlarıma cânib-i Divân'dan böyle yazıla: İftihârü'l-ümerâ ve'l-ekâbir mulıtârü'l-küberâ ve'l-efâhir müstecmi'ü'l-cemrü'lma'âlî ve'l-mefâhir zü'l-kadri'l-etemmi ve's-sadri'l-ekrem el-muhtassu bi-mezîdi inâyeti'l-Meliki'l-Bârî hızâne-i âmiremin defterdarı ... dâmet ma'âlîhî.
Ve cânib-i mâliyyeden böyle yazıla: Kıdvetü erbâbi'l-'izzi ve'l-ikbâl umdetü ashâbi'l-kadr ve'l-iclâl cârmiu vücûhi'l-emvâl âmirü'l-hazâyin bi-ahseni'l-a'mâl el-muhtassu bi-mezîdi inâyeti'l-Meliki'l-a'lâ hızâne-i âmirem defterdarı ... dâmet ma'âlîhî.
Ve beğlerbeğilere böyle yazıla: Emîrü'l-ümerâi'l-kirâm kebîrü'l-küberâi'l-fihâm zü'l-kadri ve'l-ihtirâm sâhibü'l-'izzi ve'l-ihtişâm el-muhtassu bi-mezîdi inâyeti'l-Meliki'l-a'lâ Karaman beğlerbeğisi ... dâme ikbâluhû.
Ve sancak beğlerine böyle yazıla: Kıdvetü'l-ümerâi'l-kirâm umdetü'l-küberâi'l-fiham zü'l-kadr ve'l-ihtirâm sâhibü'l-'izzi ve'l-ihtişâm el-muhtassu bi-mezîdi inâyeti'l-Meliki'l-allâm sancağı beği ... dâme izzuhû.
Ve yeniçeri ağasına ve sâir özengi ağalarına böyle yazıla: İftihârü'l-emâcid ve'l-ekârim câmi'ü'l-mehâmid ve'l-mekârim el-muhtassu bi-mezîdi inayeti Meliki'd-dâim ... dâme mecduhû.
Ve beş yüz akça taht kadılarına böyle yazıla: Akzâ kuzâtü'l-müslimîn evlâ vülâtü'l-muvahhidîn ma'denü'l-fazl ve'l-yakîn hüccetü'l-Hakk ale'l-halk ecma'în vârisü ulûmi'l-enbiyâ ve'l-mürselîn el-muhtassu bi-mezîdi inâyeti'l-Meliki'l-Mu'în mevlânâ kadı ... zîdet fezâiluhû.
Sahn ve Dâhil müderrislerine: İftihârü'l-ulemâi'l-muhakkıkîn muhtârü'l-fuzalâi'l-müdakkıkîn yenbûü'l-fazl ve'l-yakîn vârisü ulûmi'l-enbiyâ ve'l-mürselîn el-muhtassu bi-mezîdi inâyeti'l-Meliki'l-Mu'în Sahn müderrislerinden mevlânâ... zîdet fezâiluhû yazıla.
Ve yüz elli akça kadılara: Kıdvetü'l-kuzât ve'l-hükkâm ma'-denü'l-fazl ve'l-kelâm münıeyyizü'l-halâl ani'l-harâm mevlânâ ... kadısı zîde fazluhû yazıla.
Anlardan aşağa kadılara bir fıkra eksük yazıla.
Ve şehr emînine ve defter emînine ve reîsülküttâba böyle yazıla: İftihârü'l-e'âlî ve'l-e'âzım muhtârü'l-ahâlî ve'l-ekârim el-muhtassu bi-mezîdi inâyeti'l-Meliki'd-dâim... dâme mecduhû yazıla.
Ve çavuşlara: Kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân ... çavuş zîde kadruhû yazıla.
Ve kâtiblere: Kıdvetü erbâbi't-tahrîr ve'l-kalem ... zîde kadruhû yazıla.
Ve sâhib-i saltanat olup itâ'at iden hâkimlere –ki celîlü'l-kadr olalar– eğer memleketinde sâhib-i sikke ve hutbe ise: Cenâb-ı emâret-me'âb uhuvvet-nisâb rif'at-iktisâb izzet-intisâb milkiyyü'l-fi'âl melekiyyü'l-hısâl el-mahfûfu bi-sunûfi avâtıfı'l-Meliki'l-allâm ... hâkimi dâmet ma'âlîhî tahiyyât-ı sâfiyât ve teslîmât-ı vâfiyât –ki mahz-ı inâyet-i pâdişâhîden sâdır olur– mütâla'a kılınduktan sonra ma'lûm ola ki, ve alâmet yazılmayup "siz" diyü hitâb oluna. Aşağasında, bâki' ve's-selam yazıla.
Eğer hutbe ve sikke sâhibi olmayup, lâkin vilâyetinin âbâ an-ced hâkimi ise: Cenâb-ı emâret-me'âb eyâlet-nisâb bi-mezîdi inâyeti'l-Meliki'l-Allâm ... hâkimi dâme uluvvuhû tevkf'-i refî'-i hümâyûn vâsıl olıcak mq'lûm ola ki, deyü hitâb olunup, aşağasında sâirlere yazılduğu gibi, şöyle bilesin alâmet-i şerife i'timâd kılasun deyü yazıla.
Ve oğlum şehzade edâmallahu umrehûya hüküm yazılmak lâzım gelse böyle yazıla: Ferzend-i ercmend, es'ad ü emced vâris-i mülk-i Süleymânî nûr-ı hadaka-i sultanî tâc-ı ru'ûsü's-selâtîn sâhibü'l-'izzi ve't-temkîn mahzu lûtfi'llahi'l-ekrem oğlum Sultân Cem edâmallu bekâhû yazıla.
Ve monlazâdelere ve paşazâdelere: Kıdvetü'l-mehâdîmi'l-kirâm umdetü'l-mefâhîmi'l-izâm ve'l-fihâm yazıla.
Ve sultânlardan olan havâtîn-i muhteremeden birisine hüküm yazılmak lâzım gelse: İffet-penâh-i sütret ve izzet-câh-ı devlet, dürretü dürci's-selâtîn, gurretü burci'l-havâkîn, el-afîfetü'r-refî'ati'l-masûnati'l-mükerreme, ve'ş-şerîfetü'l-azîzeti'l-muhteremeti'l-mu'azzama, seyyidetü'-havâtîn, a'zamu benâti's-selâtîn kızım ... sultân veyâhud oğlum Sultân Mahmûd kızı Âyişe dâmet ismetuhâ diyü yazıla.
Temmeti'l-Kânûni'l-Osmâniyye.