Şemdinli İddianamesi/PKK/KONGRA-GEL Terör Örgütünün Gerçekleştirdiği Kitle Eylemleri
PKK/KONGRA-GEL terör örgütü, 2005 yılında “şiddet eylemlerinin tırmandırılması” ve “şiddet eylemlerinin ortaya çıkardığı gerilimin kitle eylemleriyle desteklenmesi” taktiğiyle hareket etmiştir. Şiddet eylemlerinin tırmandırılması amacıyla, gerek kırsal alanda gerekse şehir merkezlerinde gerçekleştirilen eylemlerde çoğunlukla, plastik patlayıcı ihtiva eden uzaktan kumandalı patlayıcı düzenekleri kullanılmıştır. Şehir merkezlerini hedef alan eylemler, yaz aylarında turistik bölgelerde yoğunlaştırılmaya çalışılmıştır.
Şehir merkezlerine yönelik eylemlerde, sözde “Özel Kuvvetler”, “Öz Savunma Birlikleri” ve “Eylemci Milis Grupları” olarak adlandırılan patlayıcı maddeler konusunda eğitimli eylem grupları kullanılmıştır. Metropol kentlerde ve turistik bölgelerde belirtilen eylem gruplarınca, uzaktan kumandalı patlayıcılarla gerçekleştirilen şiddet eylemleri, örgüt tarafından üstlenilmemiş, “TAK (Kürdistan Özgürlük Şahinleri)” paravan ismiyle üstlenilmiştir.
Yaz aylarında özellikle sivillerin hayatını kaybettiği eylemler, örgütün, uluslar arası kamuoyu tarafından sert şekilde eleştirilmesine neden olmuştur. Bu durumun ortaya çıkardığı olumsuz etkileri gidermek isteyen örgüt, bir grup aydının yaptığı çağrıları bahane ederek, 20 Ağustos-03 Ekim 2005 tarihleri arasında -sözde“eylemsizlik kararı” almıştır. Eylemsizlik kararının uygulandığı dönemde, tepki çekeceği bilindiği için, metropol kentlere ve turistik bölgelere yönelik şiddet eylemlerinden uzak durulmuş, buna karşılık Doğu/Güneydoğu Anadolu bölgelerinde güvenlik güçlerini hedef alan eylemler sürdürülmüştür. Tırmanan şiddeti kitle eylemleriyle desteklemek isteyen terör örgütü, kitle eylemlerinde “terörist başına tecrit uygulandığı” iddiasını sürekli gündemde tutmaya çalışmıştır. Örgütün, müzahir kesimleri kitle eylemlerine yönlendirme taktiğinin bir diğer yansıması ise, terörist cenazeleri bahane edilerek düzenlenen gösteriler olmuştur.
Şiddet eylemleri ve akabinde gerçekleştirilen kitle gösterilerinde örgüte müzahir kitle ile güvenlik güçleri ve sağ duyulu vatandaşlarımız arasında çatışma çıkartılarak örgütün kurguladığı “Kürt Kimliği”nin keskinleştirilmesi, böylece ortaya çıkan siyasî gerilimin hukukî kazanımlara tahvil edilmesi amacına güdülmüştür. 21 Mart 2005 tarihinde, Nevruz bahanesiyle Mersin’de örgüte müzahir kesimler tarafından yapılan gösteriler esnasında bayrağımızın tahrip edilmesi ve 04 Eylül 2005 tarihinde, örgüt güdümündeki kuruluşların organizesinde “İmralı’ya yürüyüş” adı altında gerçekleştirilen eylem sırasında Bilecik/Bozüyük ilçesinde yaşanan olaylar, gerginliğin tehlikeli boyuta yükseldiği dönemler olmuştur.
PKK/KONGRA-GEL terör örgütünün, 20 Ağustos-20 Eylül 2005 tarihleri arasında “şiddet eylemlerini durdurma” kararı almasının ardından, şehir merkezlerindeki uzantıları marifetiyle organize ettiği “serhildan (kitlesel kalkışma)” eylemlerinin tırmanışa geçtiği müşahede edilmiştir.
Sonuç olarak 2003 yılı içerisinde başlayan ve 2004 yılı itibarıyla daha da
ağırlaşan iç ve dış sorunlarının üstesinden gelmek isteyen PKK/KONGRA-GEL, terörü yeniden tırmandırmayı, sorunlarının üstesinden gelmenin bir yöntemi olarak benimsediği söylenebilir. Ancak yeni dönemde, geçmişin bir benzeri veya tekrarı niteliğindeki kırsala dayalı, geniş boyutlu silâhlı bir faaliyeti sürdürme şartlarına sahip olmayan terör örgütü, daha dar fakat sonuçları itibarıyla daha etkili bir silâhlı eylem tarzını benimsemiştir. Bu çerçevede, 01 Haziran 2004 tarihinden bu yana şiddeti tırmandırma taktiği ile hareket eden terör örgütü, yaz aylarıyla birlikte
şiddetin şehir merkezlerine kaydırılması için yoğun bir faaliyet sergilemiş; eylemlerde bilhassa turistik ve ekonomik noktaları hedef almıştır. Yeni eylem tarzı temelinde terör örgütü; özel eğitimli eylem unsurlarını kullanmaya özen göstermiştir.
Terör örgütünün özel eğitimli eylem unsurlarıyla, şehir merkezlerinde şiddeti tırmandırma girişimlerinin yanı sıra, “serhildan/kitlesel kalkışma” adını verdiği yasadışı gösteri, güvenlik güçlerine taşlı/sopalı saldırı, molotoflama vb. şehir eylemleri/sokak gösterileri de dönem içerisinde örgütün uyguladığı taktikler arasında yer almıştır. Terörist başına sözde tecrit uygulandığı iddiası, Doğu/Güneydoğu Anadolu illerinde terör örgütüne yönelik sürdürülen operasyonlar, sokak eylemlerinin gerekçesi olarak propaganda edilmeye çalışılmıştır. Örgütün 2005 yılı içerisinde gerçekleştirdiği şiddet eylemlerine bakıldığında genel karakteristiğinin geniş kitleler ile devleti temsil eden güvenlik güçlerin ve sıradan vatandaşları karşı karşıya getirme amacına yönelik olduğu görülmektedir. Bunun yanında örgüt propagandasının etkisini arttırmak için basın/ yayın organlarından azami derecede istifade etme çalışmıştır.