Sağduyu Tanrısızlığın İlmihali/Dinin Gereksizliğini Kanıtlayan Şey, Anlaşılmasının Olanaksız Olmasıdır

Din bütün insanlara gerekli olsaydı, bütün insanlar tarafından anlaşılır olurdu. Eğer bu din, insanlar için en önemli şey olsaydı, Allah'ın iyiliğinin, dinin onlar için her şeyden daha açık, daha belirli, daha olumlu olmasını istemesi gerekirdi. İnsanların esenliği için bu kadar esaslı olan bu şeyin, yani dinin, insanların en az akıl erdirdiği ve bilginlerinin yüzyıllardan beri, en çok mücadelede bulunduğu bir şey olması şaşırtıcı değil midir? Vahiy indirmek tenezzülünde bulunan bir Allah'ın amaçlarını, arzularını yanlış anladıkları gerekçesiyle, aynı dinin rahipleri, imamları bile aralarında ittifak etmeyi şimdiye kadar başaramamışlardır.

Yaşadığımız dünya, bir genel meydana benzer ki, çeşitli noktalarına birçok şarlatan dağılmıştır. Bunların her biri arkadaşlarının verdikleri ilaçları kötüleyerek, yoldan geçenleri kendisine çekmeye çalışır. Her dükkânın kendi müşterisi vardır ve bunlar en iyi iyileştirici ilaçların kendilerinde olduğuna inanırlar. Uzun süre kullanılmasına rağmen, hastalar kendilerini daha iyi, ya da başka bir dükkânın şarlatanı peşi sıra koşandan daha az hasta hissetmezler.

Sofuluk, insanın ta çocuklukta tutulduğu bir hayalgücü hastalığıdır. Sofu bir kimse, bir hastadır; ilaç yapa yapa hastalığını artırmaktan başka bir sonuca varmayan bir "karasevda" tutkunudur. Bilgili kimse bu ilaçların hiçbirini almaz, iyi bir rejim izler; aynı zamanda kendisini doğanın eylem ve etkisine bırakır.