Sağduyu Tanrısızlığın İlmihali/İncil'in Ahlakı Uygulama Yeteneğinden Yoksundur
Hz. İsa'nın izleyicileri, mezheptaşları, her konuda doğaya aykırı, kalbin bütün eğilimlerine zıt, duygu ve hazlara düşman olan dinlerinin kuruluşunu, bize bir mucize olarak göstermek isterler. Ancak bir dinin hükümlerindeki sertlik ve şiddet, o dini kamu gözünde daha çok şaşırtıcı kılar; anlaşılamayan sırlara tanrısallık gözüyle baktırarak, hürmet ettirerek, aynı hükümler, insanoğlunun gücü ve dermanına uygulanması mümkün olmayan ahlakı, insan gözünde ilahi ve doğaüstü olarak kale gibi sağlamlaştırır; böyle bir ahlaka insanı hayran eder.
Bir ahlakı çok beğenmek ve onu uygulamak farklı iki şeydir. Bütün Hıristiyanlar, İncil ahlakına hayran olmaktan ve onu övmekten bir an geri kalmazlar. Ancak bu ahlak, kendilerinde takat ya da ilahi inayet olmadığı bahanesiyle izlemekten vazgeçen bazı kimselerin beğendiği çok sınırlı sayıda azizden başka kimse tarafından uygulanmaz.
Tanrısallık beğensin diye, dünyada insanın kendisini bedbaht etmesinin çok gerekli olduğu fikri üzerine kurulu bir dini ahlakla, bütün evren az çok kirletilmiştir. Yerküremizin her yerinde çilekeşler, kendi içine kapanıp yalnız yaşayanlar, yoksullar, bağnazlar1 görülür ki, bunlar, lütuf ve keremini yüceltme ve ağırlamada herkesin aynı fikirde olduğu bir zatın onuruna, kendilerine eziyet etme yöntemlerini derinden derine etraflıca araştırmış ve incelemiş görünürler! Din, esas olarak insanların sevinç ve refahının düşmanıdır.
Ey ağlayanlar! Mutludur acı çekenler, yazık bolluk ve sevinç içinde olanlara! Hıristiyanlığın ortaya koyduğu nadir keşifler işte bunlardır!
1 Mısır'da Müslümanlararası bir mezhep vardır ki, mensupları yere yüzüstü uzanıp kendilerini azgın develere çiğnetmekle Allah'ın hoşuna gittiklerine, Allah'a ibadet ettiklerine inanırlar ve bunu yaparlar; bu, kendine ahmakça eziyete "Dosa" adını verirler; biz Kahire'de bunları bizzat görmüşüzdür. (A.C.)