Nutuk/7. bölüm/"Ordudan faide yoktur" sözleri ve Garp Cephesi kumandanının taarruz teklifi
Garp Cephesi’nde, orduda ve halk arasında ve hatta Meclis’te, bu cereyân etrafında yapılan propaganda, o kadar kuvvetli ve müessir bir hale geldi ki “ordudan faide yoktur, inhilâl etsin! Hepimiz Kuvâ-yı Milliye olalım!” sözleri... her tarafta kulakları doldurmaya başladı.
Garp Cephesi kıtaatı meyânında, Kuvâ-yı Milliye halinde, bir mıntıka ve bir cepheye mâlik bulunan Ethem Bey müfrezesinin efrâdı, adeta müstesna ve efrâd-ı askeriyeye müreccah, imtiyâzlı görülmeye, şâyân-ı gıpta telâkki edilmeye başlandı. Ethem Bey ve kardeşleri de herkes üzerinde, bir nev’î nüfûz ve hâkimiyet tesisine başladılar...
İşte, bu sıralarda idi ki Garp Cephesi Kumandanı, Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Riyâseti’ne, Ethem ve Tevfik biraderlerin tesiriyle olduğu zannolunan, bir teklifte bulundu: “Yunan ordusunun Gediz civarında bulunan münferit bir fırkasına taarruz etmek!..”
Garp Cephesi Kumandanı, düşman kuvvetlerinin uzun bir cephe üzerinde müteferrik bulunduğunu ve Gediz civarındaki kuvvetinin zayıf ve münferit bir halde bırakıldığını mütâlaa ederken düşman kuvve-i maneviyesinin düşkün olduğunu da kabul ediyordu.
O tarihlerde, Yunan ordusu, üç fırka ile Bursa mıntıkasında, bir fırka ile Aydın havalisinde ve bir fırka ile Uşak’ta ve bir fırka ile Gediz’de bulunuyordu.