Efendiler, bu son arz ettiğim tebligatımız üzerine, kısmen hafif ve fakat kısmen de oldukça şedîd itirazlara, mukavemetlere ve hatta mukabil teşebbüslere ve tehditlere ma’rûz kaldık. İtirazat ve tenkidât, yalnız son tebliğimiz ahkâmına münhasır kalmadı. Bu münasebetle daha başka noktalara da şümûl peyda etti. Bu hususta heyet-i âliyenize bir fikr-i mahsus vermiş olmak için bu yolda cereyân etmiş olan muhaberâttan bazılarını kısaca arz etmekliğime müsaadenizi ricâ ederim.
Erzincan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Merkeziyesi’nin 14 Eylül 335 tarihli telgrafında: “mukarrerâtını tatbikinden evvel, hükümet-i merkeziyeye kırk sekiz saat mühlet itasının muvâfık olacağı umumca karar-gîr olmuştur” tarzında zararsız bir mütâlaa serd olunuyordu (Vesika: 87).
Diyarbekir’den 13. Kolordu Kumandanı Cevdet Bey, 14 Eylül 1919 tarihli uzun şifresinde: “merkez-i hükümetle büsbütün kat’-ı alâka edilerek merci-i muhaberât Kongre Heyet-i Temsiliyesi olursa, muhâlifler, siyasî bir maksat takip edenler bu hareketi hilâfete karşı isyan edilmiş göstererek efkârı taglît edeceklerdir”. “Bu vaziyet devam ederse memur ve askerin maaşatı ve iaşe masârifatı için menba ve tedbir düşünüldü mü?”. “Hükümet-i merkeziye İngiliz nüfûzu altındadır. Her türlü ısrar ve mesâiye rağmen başka türlü hareket edebilecek bir hükümet teşkiline imkân yoktur. İngilizler, hükümetin muvafakatıyla vâsi mikyasta bir işgal plânı tatbik ederse yeni baştan İngilizlerle muharebeye girişmeye tarafdâr mısınız? Ve girişildiği takdirde muvaffakiyetten ne dereceye kadar eminsiniz? Bu hareket-i musırrâne vatanın menâfiine muvâfık mıdır?” (Vesika: 88) tarzında birtakım mütâlaat ve sualleri ihtivâ ediyordu.
Erzurum Heyet-i Merkeziyesi’nin 15 Eylül 335 tarihli telgrafında: “Talimatnâmemizin altıncı maddesinin (yani Heyet-i Temsiliye’nin merciiyetine ait) nizamnâmemizle tevfîk edilmek üzere heyet-i merkeziyelerden muvafakat istihsali icap eder” denilmekte idi.
Malatya’da Kumandan İlyas Bey’in 15 Eylül 335 tarihli telgrafında: “Elaziz vilâyeti halkının, Kongre’nin maksat ve emelinden haberdâr edilerek hiç olmazsa bir derece tenvîrlerine değin bu hususun tehir edilmesi tensîb buyurulursa muvâfık bulduğumu arz eylerim” mütâlaası dermeyan ediliyordu (Vesika: 89).
İçinde bulunduğumuz Sivas’ın Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Merkeziyesi de uzun bir raporunda: “Tebliğ buyurulan mevâddın heyet-i mecmuasından memlekette bir idâre-i muvakkate ilân edileceği anlaşılmaktadır” maddesiyle başladıktan sonra “bunun, cemiyet nizamnâmesinin madde-i mahsusasına ve hiçbir maddesine istinâd etmek imkânı görülememekte olduğu hakkında” nazar-ı dikkatimiz celp ediliyor ve “zât-ı şâhâneye iblâğ-ı ma’rûzât edebilecek vesâili kemâl-i sükûn ve samimiyetle ve tatlı bir şekilde aramayı” tavsiye ediyordu (Vesika: 90).
Heyet-i Temsiliye azamızdan bulunup müteaddit davet ve ricâlarımıza rağmen bize refakat etmeyen, Sivas Kongresi’nde bulunmamak için mazeretler icat eden Servet Bey’in “Esselâmü aleyküm” hitab-ı dindarânesiyle başlayan 15 Eylül 335 tarihinde Trabzon’dan keşîde ettiği açık telgrafnâmesinde: “Sivas Kongresi beyannâmesini ve bi’l-âhire tebligatınızı aldık. Cevâben bildirdiğimiz mütâlaat Kâzım Paşa Hazretlerince görülmek arzu edilmiş ve görülmüştür.”... “Evvelâ Sivas Kongresi, umumî kongre şekline girmiş ve bir Heyet-i Temsiliye vücuda getirmiş olduğu anlaşılıyor ki bu cihet mukarrerâtımıza münâfidir.”... “Sivas Kongresi, Heyet-i Temsiliyemiz meyânına aza intihâbına salâhiyettar olamayacaktı.”... “Hükümet-i merkeziye ile kat’-i muhaberât bir emr-i vâki oldu.”... “Heyet-i Temsiliyenin merciiyeti meselesi efkâr-ı umumiye nazarında pek nahoş tesirler yapacaktır. Bu cihetten kat’iyen sarf-ı nazar buyurulmalıdır.”.. “Sivas Kongresi, Erzurum Nizamnâmesi’ni ta’dîle salâhiyettar değildir. Bu Kongre, Vilâyât-ı Şarkiye Heyet-i Temsiliyesi’ne tebaiyete mecbur olacaktı. Erzurum mukarrerâtı hakkında, ezhân-ı umumiyenin, bir devre-i ihtizâz geçirdiği bugünlerde, onun gayrı ahkâma şüpheli nazarlarla bakacağında şüphe buyurmayınız.”.. “Erzurum Kongresi ahkâmı haricinde yapılacak muameleye iştirâk edemeyeceğiz.” protestosuyla hitam buluyordu (Vesika: 91).
15. Kolordu Kumandanı Kâzım Karabekir Paşa’nın 15 Eylül 1919 tarihinde vuku bulan iş’ârâtında: “Sivas Kongresi’nin istifsârına cevâben, Trabzon heyetinden Servet, İzzet ve Zeki Beylerin vermek istedikleri cevâbı okudum. Pek yakından tanıdığım bu zevâta itimat ve hürmetim fevkalâdedir. Mûmâileyhümün mütâlaatına sâik olan fikr-i aslîyi anlıyorum ve tarafdârım” dedikten sonra teferruat hakkındaki nikat-ı nazarını serd ediyor ve ez-cümle “Erzurum Kongresi, Şarkî Anadolu vilâyâtı namınadır. Sivas Kongresi ise umum milleti temsil eden bir kongredir ki bu Kongre’nin de ayrıca bir heyet-i temsiliyesi olmak tabiidir. Ancak Sivas Umumî Kongresi Heyet-i Temsiliyesi, Şarkî Anadolu Vilâyâtı Heyet-i Temsiliyesi’ni ilga etmiş olmuyor. Bu Heyet-i Temsiliye bi’t-tabi her an mevcuttur. Yalnız bu Heyet-i Temsiliye’den olup elyevm Sivas Kongresi Heyet-i Temsiliyesi’ne dahil olmuş bulunanlar varsa, bunların, Şarkî Anadolu Vilâyâtı Heyet-i Temsiliyesi’nden istifa etmelerini talep etmek doğru olabilir. Sivas Kongresi, umum milletin menâfini ve Şarkî Anadolu Vilâyâtı Heyet-i Temsiliyesi de münhasıran Şarkî Anadolu vilâyâtının hukuk ve menâfiini muhafaza eder.”... “Heyet-i Temsiliye’nin merciiyet ve salâhiyet keyfiyeti, meselenin ruh-ı esâsîsini teşkil etmektedir ki bu mebhasta şimdiden istical edilmemesi hususunda sizinle tamamen hem-fikirim. Heyet-i Temsiliye teklifatından birden beşe kadar olan maddelerine gelince, bunların değil sorulmasını hatta beyannâme halinde veya bir temenni şeklinde bile neşrini fazla görürüm” mütâlaasında bulunuyordu (Vesika: 92).
Trabzon’da Servet Bey’e yazdığımız cevâbî telgrafla Kâzım Karabekir Paşa’ya verdiğimiz cevaptan da bahsedeyim. Servet Bey’e yazılan telgrafnâme şu idi:
Trabzon Heyet-i Merkeziyesi’nden sorulan mütâlaaya henüz cevap gelmedi. Bu husus ayrıca Kâzım Paşa Hazretlerinden de sorulmuştu. Mütâlaatın mezcine neden lüzum görüldüğü bi’t-tabi anlaşılamamıştır. Sıra ile vuku bulan mütâlaatımza aynı sıra ile ber-vech-i âti arz-ı cevap ediyorum:
Evvelâ, Sivas Kongresi’nin umumî bir kongre olacağı cümlenin malûmu idi. Bunun, sizce, başka mahiyette telâkki edilmekte olduğunu şimdi ilk defa sizden işitiyorum. Heyet-i Temsiliye meselesine gelince, bu heyet, esasen Erzurum Kongresi’nin intihap ve kabul ettiği heyettir. Elân bendenizle beraber Rauf Bey, Bekir Sami Bey, Raif Efendi, Şeyh Hacı Fevzi Efendi Sivas’ta hazır bulunmaktadırlar. Daha dört azamız noksan olmakla beraber ekseriyet vazifesini ifa etmektedir. Bu cihetin de zât-ı âlilerince bâriz bir surette ma’lûm olacağına şüphemiz yoktur. Çünkü sizi de vaziyetin ehemmiyetine binâen daha Erzurum’da iken davet etmiş ve diğer rüfekanın beraber götürüleceği bildirilmişti. Sivas Umumî Kongresi’nin, nizamnâmemizin sekizinci maddesi mûcibince bazı aza ile Heyet-i Temsiliyemizi takviye edebileceği beraber mevzu-i bahis olmuş ve bunda da beis görülmemiş, bilakis vahdet-i umumiyeyi temsil için bu, lâzimeden addedilmişti. Sivas Umumî Kongresi’nde bundan başka bir şey yapılmamıştır. Hükümet-i merkeziye ile kat’-i muhâberât, mukarrerât-ı esasiyemizin dördüncü maddesinin haricinde değil, dahilinde ve hatta o muhteviyâtın istiap edemeyeceği vârid-i hâtır olmayan hıyanetkârâne esbâba müstenid mahiyettedir. Esasen bu emr-i vâkii yapan biz değil, hükümet-i merkeziyedir. Şifre telgrafnâmemizin tatbik-i muhteviyâtı bir emr-i zarurîdir. Bundan, hiçbir suretle sarf-ı nazar etmeye imkân kalmamıştır. Biz, cihet-i tatbikiyede rey-i muvâfakatınızı istihsale teşebbüsü bir vazife addettik. Muvafakat edip etmemek, sizce takdir olunacak bir keyfiyettir. Yalnız şunu da arz edeyim ki bugün bütün Anadolu ve Rumeli’nin müttehiden harekete mecbur olduğu bir istikamette, ekalliyetin değil ekseriyetin muvâfakatine tâbi olmak ve ekalliyetleri bu tâbiiyete ircâ’ etmek mecburiyet-i kat’iyesi vardır. Merciiyet ve salâhiyet meselesi hakkında daha makul bir nokta-i nazarınız varsa lütfen bildiriniz. İttihazı zarurî görülen bugünkü tarz-ı hareket dikkatle tetkik buyurulursa tamamen nizamnâmemize ve Erzurum Kongresi mukarrerât-ı esasiyesine mutabıktır. Bunun haricine çıkıldığı noktayı göremiyorum. Binâenaleyh zât-ı âlilerinizin kendinizi hariç bırakmak istediğiniz nizamnâme ve mukarrerât-ı malûme fevkindeki icrââtın izah buyurulmasını ricâ ederim. Bugün gayr-i kabil-i ictinâb bir hareket varsa, o da hükümet-i merkeziyenin mukadderât-ı millet ve memleketi alçakça İngilizlerin arzusuna tevdî ve kendi menfaatlerine kurban etmesidir. Buna karşı buraca ittihâz olunan karardan başka bir karar ittihâzına imkân varsa lütfen bildiriniz.
Kâzım Karabekir Paşa’ya da verdiğimiz mufassal cevâbın mukaddemâtı aynen şöyle idi:
“Servet ve İzzet Beylerin, Heyet-i Temsiliye’nin Trabzon Heyet-i Merkeziyesi’nden istîzâh eylediği hususâta cevâben çektikleri açık telgrafnâme alındı. Muhteviyâtının açık olarak işâası mahzurdan sâlim olmayan bu mütâlaatı, Heyet-i Temsiliye, tamamen Servet ve İzzet Beylerin şahsî mütâlaaları olarak telâkki eder. Heyet-i Temsiliye, ta’mîmen talep ettiği mütâlaatı, İzzet ve Servet Beylerden değil, nizamnâme mûcibince Trabzon Heyet-i Merkeziyesi’nden talep etmiştir. Servet ve İzzet Beylerin nokta-i nazarlarını hâvi hususi telgrafnâme ile taraf-ı âlinizden hem kendilerine ve hem de Heyet-i Temsiliye’ye cevap olmak üzere dermeyan buyurulan mütâlaat hakkında da ber-vech-i âti izâhâta lüzum görülmüştür:
a) Evvelâ; mûmâileyhümâyı, malûmunuz olan mütâlaata sâik olan fikr-i aslîyi keşfetmek maa’t-teessüf Heyet-i Temsiliyece mümkün olamamıştır.
b) Nizamnâmenin dördüncü maddesi muhteviyâtı, bir idâre-i muvakkate teşkili esbâb ve şerâitini izah eder. Halbuki ma’lûm vakayi-i ahire-i ihanetkârâne sebebiyle ittihâz edilmiş ve edilmesi lüzumu hakkında mütâlaa sorulmuş olan tedâbîr, hiçbir vakit idâre-i muvakkate teşkil etmek gayesine ma’tûf değildir. Binâenaleyh bu hususla dördüncü madde arasında münasebet aramaya lüzum yoktur. Tedâbîr, zât-ı şâhâneye doğrudan doğruya arz-ı hale yol bulmak ve meşrû’ bir kabinenin mevkii iktidara is’âdını istirham etmek maksadına ma’tûftur.
c) Sivas’ta in’ikad eden Kongre, Garbî Anadolu murahhaslarıyla Erzurum Kongresi’nin heyet-i umumiyesi, binâenaleyh umum şarkî Anadolu vilâyâtı namına sahib-i salâhiyet olmak üzere, Kongre’nin kararına tevfîkan intihap edilen bir heyet-i mahsusa bulundurmakla, Sivas Kongresi bi’t-tabi umum Anadolu ve Rumeli namına ve bütün milleti temsil etmek üzere umumî bir kongre halini kesbetmiştir. İşbu Kongre, Erzurum Kongresi mukarrerât ve teşkilâtını aynen, fakat bi’t-tabi teşmilen kabul eylemiş ve bi’n-netice Şarkî Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti unvan-ı şâmili altında tevsian tevhîd edilmiştir.
Nizamnâmenin üçüncü maddesi ve Kongre’nin mukarrerât-ı esasiyesi, zaten bu gaye-i âliyenin temînini emel-i kat’î olarak göstermiştir. Sivas Umumî Kongresi, Erzurum Kongresi’nde Şarkî Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti namına intihap eylediği Heyet-i Temsiliye’ye, tamamen beyan-ı itimat ederek, aynen Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti için Heyet-i Temsiliye olarak kabul eylemiştir. Buna nazaran, Sivas Umumî Kongresi’nin kararları başka, Erzurum Kongresi’nin kararları başka ve Şarkî Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin Heyet-i Temsiliyesi başka ve Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin Heyet-i Temsiliyesi başka gibi başkalıklar ve ayrılıklar elbette mevzu-i bahis olamaz ve bunun mevzu-i bahis olması şüphesiz ki pek samimî olan maksad-ı vahdet ve gaye-i mukaddesemiz için son derece muzırdır. Bu takdirde biribirini ilga eden heyet-i temsiliyeler olmadığı gibi, birine dahil olunca, diğerinden istifasını talep etmek doğru olabileceği azalar da mevcut değildir. Bugün, umum Anadolu ve Rumeli’ye şâmil olan Cemiyetimizin, Sivas’ta bulunan yegâne Heyet-i Temsiliyesi; Erzurum Kongresi’nde nizamnâmenin mevâdd-ı mahsusasına tevfîkan müntehap dokuz zattan beşinin huzuruyla ifa-yı vazifeye devam etmektedir”... “Hukuk ve salâhiyeti ve menâfii Şarkî Anadolu vilâyâtından bi’t-tabi hiçbir vechile az olmayan Garbî Anadolu’nun, muhik ve meşrû’ olan mütâlaat ve tekâlifini nazar-ı dikkate almayarak onları, ale’l-ıtlâk tâbi vaziyetinde bulundurmaya kalkışmak, bizim aklımızın bir türlü kabul edemediği hususâttandır.” ... “Bu sebeple Heyet-i Temsiliyemiz altı aza ilâvesiyle takviye olunmuştur” (Vesika: 93).
Bundan sonra daha birçok izâhâtı ihtivâ eden bu telgrafnâmemiz, aynen Trabzon Heyet-i Merkeziyesi’ne de keşîde edilmiştir (Vesika: 94).
Bu münakaşat üzerinde daha bir hayli izah ve istîzâhlar oldu. Hatta “Müdafaa-i Hukuk Heyeti Trabzon Merkezi” imza-yı mevhûmuyla diğer vilâyâta aleyhimizde telgraflar da çekildiği görüldü (Vesika: 95). Nihayet on beş gün sonra Trabzon’dan bir telgrafnâme aldık. Fakat Servet Bey’den değil... Aynen arz edersem vaziyet anlaşılır.
Sureti zîrde derc edilen Trabzon Belediye Heyeti’nin telgrafı Dersaadet’e şimdi keşîde ediliyor. Bir sureti 15. Kolordu Kumandanlığı’na yazdırıldığı maruzdur.
Ali Rıza
1 Teşrinievvel 335
Bugüne kadar Anadolu’dan yükselen feryâd-ı milliyi, Trabzon kendisine mahsus vakar ve sekînetle tetkik ve takip etti. Memleketin bu vaziyete fazla tahammülü yoktur. Muhabbet-i vataniyeniz varsa artık terk-i mevki ediniz Paşa Hazretleri.
Hüseyin
Aza
Hüsnü |
Aza
Mehmet Salih |
Aza
Mehmet Avni |
Aza
Ahmet |
Aza
Şefik |
Aza
Mehmet |
Aza
Temel |