Nutuk/3. bölüm/Kâzım Karabekir Paşa'nın şahsen hükûmet işlerine karışması hakkındaki fikri

Kâzım Paşa’nın, Çankaya’da, ictimâ ve müzakere esnasındaki vaz’ı da hazırûn tarafından mânidar görülmekten hâli kalmadı. Kâzım Karabekir Paşa, esnâ-yı müzakerede “bu suretle de millete hizmetten çekinmediğini” pek haklı ve münasip olarak dermeyan etmişti. Cereyân-ı müzakere bir noktaya saplandı:

Hükümet reisi Fethi Bey mi, Karabekir Paşa mı olsun? Bu nokta üzerinde müdâvele-i efkâr edilirken, Kâzım Karabekir Paşa, bana 8 Teşrinievvel 335 tarihinde tavsiye ettiği vechile “kabinenin şekl-i terkibi ve ricâlinin kıymet ve hüviyeti ne olursa olsun, daima Meclis-i Millî içinde, nâfiz ve murâkıb kalmayı elzemü’t-tatbik bir karar addettiğini” beyan etmedi. Bilakis vaziyeti, hükümet teşkiline salâhiyettar kılınmasını arzu eder mahiyette görülüyordu. Halbuki, henüz vatan ve milletin felâh-ı tâmmının mevzu-i bahis olduğu devrin müthiş ve karanlık bir safhasını daha yaşıyorduk.

Müzakereyi intâc etmedim, verdiğim bir teneffüs esnasında Fevzi Paşa Hazretlerini bahçeye götürdüm. Kendisinin, Fethi Bey ve Kâzım Karabekir Paşalardan birini hükümet reisliğine intihapta hakem olmasını ricâ ettim. Fakat ikisini aynı zamanda çağırıp “meselenin, şahsî ve basit bir mesele olmadığını ve mes’ûliyetin vatanî ve büyük olduğunu izahtan sonra açıktan açığa, kendilerine hangisinin daha iyi yapabileceklerini vicdanlarına mürâcaat ederek bizzat söylemeleri talebinde bulunacaktı.”

Tekrar toplandık. Hükümeti ya Fethi Bey veyahut Karabekir Paşa teşkil edecektir. Netice-i müzâkerâttan bunu anlıyorum. Meselenin hallinde Fevzi Paşa Hazretlerini hakem yapalım dedim. Kabul olundu. Müşir Paşa, Fethi Bey’i ve Karabekir Paşa’yı aldı. Bahçeye çıktılar. İzah ettiğim gibi hareket olunmuş. Fethi Bey, ben, daha iyi yaparım demiş. Müşir Paşa da bu kanaatte bulunmuş ve Fethi Bey intihâb edilmiştir. Bu suretle Karabekir Paşa’nın hükümet teşkiline memur edilmesine delâlet fırsatı zâil olmuş bulundu.