Sivas Kongresi’nin, rûzname-i müzâkerâtını, Erzurum Kongresi’ nin nizamnâme ve beyannâmesi muhteviyâtı ve bir de bizim Sivas’a muvâsalatımızdan evvel gelmiş olan yirmi beş kadar azanın hazırladığı bir muhtıra teşkil edecekti.
İlk küşâd günü olan 4 Eylül günü ile beşinci, altıncı günleri, yani üç gün; İttihatçı olmadığımızı teyid için yemin etmek lüzumuyla ve yemin formülü hazırlamakla, pâdişâha arîza yazmakla ve kongrenin küşâdı münasebetiyle gelen telgraflara cevap vermekle ve bilhassa kongre siyasetle iştigal edecek mi, etmeyecek mi zemininin münakaşasıyla geçti. İçinde bulunulan mücadele ve faaliyet, siyasetten başka bir şey değil iken bu son zemin-i münakaşa şâyân-ı hayret değil midir?
Nihayet, Kongre’nin dördüncü günü asıl maksadı temas ettik ve aynı günde, Erzurum Kongresi Nizamnâmesi muhteviyâtını müzakere ve hemen intâc ettik. Bunun sebebi Erzurum Kongresi Nizamnâmesi’nde yapılması lâzım gelen ta’dîlâtı zaten ihzâr ve icap edenleri tenvîr etmiş bulunuyorduk.
Maahaza yapılan ta’dîlât, bi’l-âhire bazı itirazat ve ihtilâfâtı ve birçok muhhaberât ve münakaşatı mûcib olduğu için, bu ta’dîl olunan noktaların mühimlerini işaret edeceğim:
1– Cemiyetin unvanı “Şarkî Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” idi. “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” oldu.
2– “Heyet-i Temsiliye, Şarkî Anadolu’nun heyet-i umumiyesini temsil eder” kaydı yerine “Heyet-i Temsiliye vatanın heyet-i umumiyesini temsil eder” dendi. Mevcut azaya da daha altı zat ilâve olundu.
3– “Her türlü işgal ve müdahaleyi, Rumluk ve Ermenilik teşkili gayesine ma’tûf telâkki edeceğimizden, müttehiden müdafaa ve mukavemet esası kabul edilmiştir” yerine “Her türlü işgal ve müdahalenin ve bilhassa Rumluk ve Ermenilik teşkili gayesine ma’tûf harekâtın reddi hususlarında, müttehiden müdafaa ve mukavemet esası kabul edilmiştir.” denildi.
Bu iki cümledeki fark, mâna itibarıyla bi’t-tabi pek büyüktür. Birincisinde Düvel-i İtilâfiye’ye karşı hasmâne vaziyet ve mukavemet telaffuz olunmuyor. İkincisinde bu cihet sarahat kesbediyor.
4– Nizamnâmede, dördüncü maddeyi teşkil eden mesele oldukça münakaşayı mûcib oldu. Madde şu idi:
“Hükümet-i Osmaniye bir tazyik-i düvelî karşısında buraları (yani şark vilâyetlerini) terk ve ihmal etmek ıztırında bulunduğu anlaşıldığı takdirde alınacak idarî, siyasî, askerî vaziyetlerin tayin ve tespiti” yani idâre-i muvakkate teşkil etmek meselesi. Sivas Kongresi Nizamnâmesi’nde bu maddedeki “buraları” yerine “mülkümüzün herhangi bir cüz’ünü terk ve ihmal etmek...” suretinde şâmil ve umumî bir kayıt kondu.