Fi’l-hakika, Konya’da bulunan İkinci Ordu Müfettişi Cemal Paşa’nın on gün müddetle mezunen Dersaadet’e gittiğinden dört gün evvel haberdâr olmuş ve mütehayyir kalmıştım.
Cemal Paşa ile Samsun’a çıktığımdan itibaren, makasid-i milliyeyi temîn için teşrik-i mesâi sadedinde ve askerî, millî tertibât ve teşkilât hususlarında muhhaberâtımız vardı. Kendisinden, ümit-bahş, müsbet cevaplar almıştım.
Benim ile bu tarzda münasebete girmiş olan bir kumandanın, kendi kendine mezuniyet alıp İstanbul’a gitmesi kâr-ı âkıl olamamak lâzım gelirdi. Bu sebeple: 5 Temmuz 335 tarihli şifre ile Konya’da On İkinci Kolordu Kumandanı Miralay Salâhattin Bey’e şu iki maddeyi yazdım:
- Cemal Paşa’nın on gün müddetle Dersaadet’e hareketinin sebeb-i hakikisini vâzıhan ve serian iş’âr buyurmanızı,
- Zât-ı âlinizin hiçbir sebep ve suretle oradaki kuvânın başından infikâkiniz câiz değildir. Bu bâbda Fuat Paşa ile de muhabere ederek en menfî ihtimale karşı tedâbîr almanız elzemdir. Her gün vaziyetiniz hakkında kısa ma’lumât vermenizi ricâ ederim.
Aynı şifrenin suretini aynı tarihte Ankara’da Fuat Paşa’ya da verdim.
Salâhattin Bey’in Konya’dan 6/7 Temmuz tarihinde, yani Refik Halid Bey’in Konya Valisi Cemal Bey’le telgraf başında konuştuğu sırada, verdiği cevâbî şifre telgrafta “Cemal Paşa, İstanbul’da bazı zevât ile temas etmek ve ailesiyle görüşmek üzere on gün müddetle ve kendi arzusuyla mezunen Dersaadet’e gitmiştir” denilmekte idi (Vesika: 30, 31, 32, 33).
Cemal Paşa gitti, fakat gelemedi. Kendisini çok zaman sonra Ali Rıza Paşa Kabinesi’nde Harbiye Nâzırı göreceğiz.