Mesnevi (Konuk)/1. Defter/2901-2950
2901. O deryâ-yı cûd öyle hakîr nakdi, benden çabuk çabuk nasıl kabûl etti?
2902. Ey oğul, bütün âlemi testi bil ki o, başa kadar ilimden güzellik olur.
2903. Onun güzelliğinin Diclesinden bir katredir ki, o doluluktan post altına sığmaz.
2904. Gizli hazîne idi, doluluktan çâk etti; toprağı eflâkten pek ziyâde tâbân etti.
2905. Kenz-i mahfî idi, doluluktan kaynadı; toprağı atlas giyici sultân etti.
2906. Ve eğer Dicle-i Hak'dan bir cedveli göre idi, o testiyi o fenâ ederdi, fenâ!
2907. Onu gören kimseler dâimâ bî-hoddurlar; testi üzerine bî-hodça bir taş vurdular.
2908. Ey o kimse ki, gayretten testi üzerine bir taş vurmuş ve bu testi kırılmaktan daha ziyâde kâmil olmuştur.
2909. Küp kırılmış ve ondan su dökülmemiş; ve bu kırılmadan yüz sağlamlık koparmıştır.
2910. Küpün parçasının parçası raks u hâl içindedir; akl-ı cüz'îye bu, muhâl görülmüştür.
2911. Bu hâlet içinde ne testi, ne su zâhirdir; hoş gör! Allah Teâlâ doğruyu daha çok bilir.
2912. Ma'nâ kapısını çaldığın vakit sana açarlar. Fikir kanadını çırp ki, seni şehbâz etsinler.
2913. Senin fikrinin kanadı çamura bulaşık ve ağır oldu; zîrâ ki çamur yiyicisin; senin için çamur ekmek gibi oldu.
2914. Ekmek ve et çamurdur, bundan az ye! Tâ ki çamur gibi arzda kalmayasın.
2915. Acıktığın vakit köpek olursun. Sert ve mukâreneti kötü ve fenâ damarlı olursun.
2916. Doyduğun vakit bir murdar oldun; bir duvar gibi habersiz ve ayaksız oldun!
2917. İmdi bir vakit murdârsın ve diğer vakit köpeksin; arslanların yolunda nasıl koşu yaparsın?
2918. Şikârının âletini köpekten başka bilme; kemiği köpeğe azıcık at!
2919. Zîrâ köpek tok olduğu vakit serkeş olur; latîf olan sayd ve şikâr tarafına ne vakit koşar?
2920. O Arabı azıksızlık çekti; nihâyet dergâha ve o devlete erişti.
2921. Hikâyede o penâhsız olan azıksız hakkında, şâhın ihsânını söylemişiz.
2922. Âşık adam her ne söylerse, aşk mahallesinde onun ağzından aşk kokusu sıçrar.
2923. Eğer fıkıh söylerse bütün fakr gelir; o demdemesi hoş olandan fakr kokusu gelir.
2924. Ve eğer küfür söylerse din kokusu tutar; onun şek sözünden yakîn kokusu gelir.
2925. Eğri köpük ki, bahr-ı sâfîden kalkmıştır, sâf olan asıl, o fer'i tezyîn etmiştir.
2926. Onun o köpüğünü sâfî ve doğru bil; ma'şûkun dudağının söğmesi gibi bil!
2927. Eğer eğri söylerse doğruluk gösterir; ey bir eğri ki, doğruyu söyledi.
2928. Eğer şekerden bir ekmek şekli pişirir isen, onu emdiğin vakit sana şeker tu'mu gelir.
2929. Ve eğer mü'min altın put bulursa, ne vakit onu her putpereste bırakır?
2930. Belki tutar ateşe atar; onun âriyet olan sûretini kırar.
2931. Tâ ki altın üzerinde put nakşı kalmaya; zîrâ sûret mâni'dir ve yol vurucudur.
2932. Onun altın olan zâtı, rabbâniyyetin atâsıdır; putun nakşı altın nakdi üzerine âriyettir.
2933. Sen bir pire için bir kilimi yakma; ve her sineğin sadâsından günü bırakma!
2934. Sûretlerde kaldığın vakit putperestsin; onun sûretini bırak ve ma'nâya bak!
2935. Hacca mensûb adam isen ister Hindû, ister Türk veyâ Arab bir hacıyı yoldaş iste!
2936. Onun nakşına ve rengine bakma; onun azmine ve âhengine bak!
2937. Eğer siyâh olsa da, o senin hem-âhengindir; sen ona beyaz de, zîrâ senin hem-rengindir.
2938. Bu hikâye âşıkların başsız ve ayaksız fikri gibi, altüst söylenmiş oldu.
2939. Başı yoktur; çünkü ezelden ileridir; ayağı yoktur, ebede karâbeti vardır.
2940. Belki su gibidir; ondan her katre hem baştır ve ayaktır ve hem de o ikisizdir.
2941. Ben Allah'ı tenzîh ederim ki, bu hikâye değildir. Âgâh ol, bu bizim ve senin nakd-i hâlimizdir; iyi bak!
2942. Zîrâ sûfî kerr ü ferli olur; her ne ki o mâzîdir "lâ yüzker" olur.
2943. Arab da biziz, testi de biziz, şâh da biziz, hep biziz. Dönen ondan döndürüldü.
2944. Aklı zevc ve kadını da nefis ve tama' bil! Bu ikisi zulmânî ve şem olan aklı münkirdir.
2945. Şimdi dinle ki, inkârın aslı neden kalktı? Küllün türlü türlü cüz'leri vardır.
2946. Küllün cüz'ü, külle nisbet olunan cüz'ler değildir; gülün kokusu gibi değildir ki, gülün cüz'ü olsun.
2947. Yeşilliğin letâfeti gülün letâfetinin cüz'ü olur; kumrunun sadâsı, o bülbülün cüz'ü olur.
2948. Eğer işkâl ve cevâba meşgûl olursam, susamışlara ne vakit su verebilirim?
2949. Eğer sen kâmilen işkâle ve zahmete mensûb isen, sabr et, sabır ferahın anahtarıdır.
2950. Düşüncelerden perhîz et, perhîz! Fikir arslan ve yaban eşeği; ve gönüller meşeliktir.