Hoş geldin Çetin karakaya!


Merhaba Çetin karakaya; güvenilir, özgür ve kapsamıyla tarihteki en büyük kütüphaneyi oluşturma amacıyla yola çıkmış Vikikaynak'a hoş geldin!

Vikikaynak, telif hakkı serbest olan eserlerin eklenebildiği özgür bir kütüphanedir. Bu nedenle TELİF HAKKI SAKLI OLAN ESERLERİ BURAYA EKLEMEMEN GEREKİYOR, BUNU SAKIN UNUTMA. Telif hakkı ile ilgili daha fazla bilgi almak için şu sayfayı ziyaret edebilirsin.

Vikikaynak ile ilgili daha fazla bilgi edinmek mi istiyorsun, şu sayfa senin işini görecektir.

Burada ne mi yapabilirsin? Yapılabilecek pek çok şey var. Dilersen burada bulunmayan bir eseri ekleyebilirsin. Nasıl ekleyeceğinle ilgili bilgileri burada bulabilirsin. Sadece cesur ol ve katkıda bulun!

İlgi alanındaki bir madde burada var ama düzensiz mi görünüyor? Sorun değil, yalnızca sayfanın üstündeki "Değiştir" tuşuna bas, açılan sayfada istediğin gibi değişikliklerini yap ve kaydet. İşte bu kadar basit!

Nasıl düzenleme yapacağınla ilgili detaylı bilgiler için seni şuraya alalım.

Daha fazla detay istiyorsan İçindekiler sayfamıza bir göz atabilirsin. Hadi, kendine güven ve değiştirmeye başla!

Topluluk olarak gerekli duyuruları ve paylaşımları Köy Çeşmesinde bulabilirsin.

Topluluk portalımız da ziyaretine açık. Burada yapılacak işleri bulabilir ve hatta kendi önerilerini paylaşabilirsin.

Bir sorun olursa Vikikaynak kullanıcıları yardıma hazır. Mesaj sayfalarımıza uğraman yeterli.
Mesajını yazdıktan sonra sonuna dört adet tilde (~~~~) koymayı ya da butonuna basmayı unutma, böylece mesajı atanın sen olduğunu anlayalım.

Eğer kullanıyorsan Telegram kanalımıza da katılabilirsin. Buraya tıkla ve aramıza katıl!

Hadi! Vikikaynak seni ve güzel katkılarını bekliyor. İstersen aşağıdaki kutucuktan eklemek istediğin metni yazarak hemencecik eklemeye başlayabilirsin. Şimdiden iyi çalışmalar! ~~~~

--AbSar 13:49, 17 Mayıs 2006 (UTC) ben çetin karakaya afyon dinarlıyım alanyada çalışıp orada ikamet ediyorum

şu lanet terör ve türkiye değiştir

Hiç kimsenin adına konuşmayacağım ve sormayacağım.Kendi adıma soruyorum Biri bana anlatsın.Diyarbakır'ı, Batman'ı, Hakkâri'yi, Şemdinli'yi biri bana anlatsın.Ne istiyorlar, bizlerden ne bekliyorlar ve daha neyi eksik buluyorlar.Ama delikanlıca, ama yalan söylemeden ve dürüstçe.Anlayamıyoruz, Diyarbakır Belediye Başkanı nedemek istiyor.Anlayamıyoruz, Hakkâri Belediye Başkanı neyi anlatmak istiyor. Açıkça söyleyin ne istediğinizi. Dost musunuz?Düşman mısınız? Bilelim. Çocuğum baba bunlar ne istiyor dediğinde cevapverebileyim.Bu yıkıp dökmeler, bu isyanlar, bu düşmanlıklar niye ben çözemiyorum.İnsan, kendi yaşadığı şehri, kendihemşerisinin dükkânını, ekmek teknesini nasıl yakar, yıkar? Nasıl zarar verebilir kendiyaşadığı ülkeye ve şehre.İnsan kendi insanına nasıl bu kadar acımasızcasaldırabilir? İnsan, kendine engel olmak isteyen elinde Kuran-ı Kerim taşıyan bir anneye nasıl tehditler savurur veya başka bir anneyi nasıl hırpalar. Bu nedir? Bu nasıl bir kindir, bu neyin düşmanlığıdır? Sizler; Bizlere karşı bu kadar düşmanlıkla doldurulurken ben ne yapıyordum, neredeydim, neden bu gerçeği anlayamadım? Sizi buna sürükleyen süreçte benim bunu farketmeden uyumama sebep olan nedir? Biri bana anlatsın. Yıllardır okuyorum, dinliyorum, izliyorum.Ama inanın anlayamıyorum.Çünkü sizlerin liderliğine soyunmuş insanlar,dürüst davranmıyorlar.Açıkça ne istediklerini söylemiyorlar.Uzatmayacağım, kırmayla, dökmeyle eğer bizietkilemeye çalışıyorsanız, doğrudur devam edin. İstediğinize ulaşıyorsunuz.Ama bu etkilenme, korku değil tam tersi bizim millive dini duygularımızı yükselten ve hatta bunlaradaha sıkı sarılmamıza sebep olan bir etkilenme oluyor.Daha cesur oluyoruz, daha duyarlı oluyoruz vebayrağımıza daha sıkı sarılıyoruz.Kısaca biz derin bir gafletten ve uykudan uyanıyoruz. Bu isyanlarda önlerde yer alan, yakan, yıkan ve kendilerini tehlikeye atanlara da soruyorum. Ne eldeetmeye çalışıyorsunuz.Sizleri yazdıkları senaryolarında figüran olarakoynatanlara bir bakınız. Onlar nerelerde ve ne yapıyorlar. Bu sinemalarda oynatılacak bir film değil, bu senaryo Yeşilçam senaryosu değil.Bu öncelikle sizin helak olmanıza yol açacak bir senaryo.Çünkü ALLAH vatanını, toprağını ve milletini sevenleri, koruyanları sever ve korur.Son olarak soruyorum;Ne istiyorsunuz açıkça söyleyin bizler de buna göre davranalım. Ben oralarda görev yaptım oralardaki insnları tanıdım bir kısmının küskün ve kırgın olduğunu biliyorum sebebinide biliyorum o raların yıllarca ihmal edildiğini oraların sürgün yeri olduğunu bu sebeplede hizmet için gidenlerin kendilerini cezalı adlederek kükün olarak iş deyilde sürem dolsunda döneyim mantığında olduğunu biliyorum çünkü ceza çekmek için giden insanın verimli olmayacağı aşikardır. Daha bitmedi, oralarda yüz yıllardır süre gelen alışkanlıklar oluşmuş, insanlar ağaladan aşiret reislerinden çok çekmişler kendilerini aşamamışlar çocuklarını eğitememişler sebep gayet açık ilerlemek istemiyorlar. Ama devlette böyle yaklaşmamalı oralara kaliteli ve istekli insanları göndermeli oralarda yetişen bölge çocuklarını oralarda istihdametmeli hatta zorlamalı buralarda bölge milliyetçiliğini buranın kendi insanıyla başlatmalı.


- Nasılsın dayı, eyi misen? - Şükür oğul, cani taşirem, eyiyem, çoh eyiyem. - Halin, keyfin, sağlığın da eyi midir? - Eyidir, he, çoh eyidir. - Şehirden, hizmetlerden memnun musun? - Nasi söz! - Validen, kaymakamdan, belediye başkanından? - Hiç eyle olur? Bizim ağzımız dövlete ne diyebilir. - Yani memnunsun. - Allah dövlete millete, kaymakam bege, bölediye başganımıza zeval vermesin. - Memnunsun? - Dövletimiz, kaymakamımız, başganımız, şanlı ordumuz başımızdadır, her ne olursa bir fiil o dakika yanımızdadır. Ben vatanıma nasi serzeniş ederem? Amma, benim derdim başkadır.. - Allahina gurban dayi, söyle nedir? - Doksan sene önce buraya Ruslar girdi ya? - He girdi. - Hani bu belediye binaları, okulları, çeşmeleri, istasyonu, yolları, kaldırımları Ruslar yaptılar ya? - Rus işgalinde yapıldı değil mi dayi? - He… Hec benim dövletime, milletime sözüm olur mu? Ben aha bu Rusların avradını... Doksan sene önce bu kaldırımları, caddeleri yapıp gittiler, bir gün olsun bi kere Kars'a gidek, yollar bozuldu mu, kanallar tıkandı mi demediler, insan bi gelir de bakar buralara, heç beyle olur mu?!