Dostlar Tiyatrosu'nun Yeniden Üretimi Abdülcanbaz'da Yabancılaştırma/Diğer Y-Efektleri
3.8. Diğer Y-Efektleri
Abdülcanbaz'da daha çok geleneksel Türk tiyatrosundan gelen bir etkiyle, güldürüye de kapı aralayan dil çeşitliliği ve yanlış anlamalar gibi unsurların yoğun biçimde kullanımıyla da yabancılaştırma yoluna gidildiği görülür. İngiliz'i, Fransız'ı, Amerikalısı, İsfahanlısı, Ermeni'si, Yunan'ı, Arap'ı ile bir millî kimlik çeşitliliğinin görüldüğü oyunda, dildeki çeşitlilik, tüm bu kimliklerin yer yer tümüyle kendi dilleriyle yer yer de bozuk bir Türkçe ile konuşmaları aracılığıyla sağlanır. Buna bir de bazı sahnelerde doruğa çıkan uyduruk Arapça kullanımı eklenince oyundaki dil, hem güldürüye hem de yabancılaştırmaya yol açan bir çeşitliliğe ulaşır. Katina Katerina ve Fayrabî'nin randevu evinin kapısındaki uzun süren pazarlığında dil, seyirciyi yadırgatacak ölçüde yabancılaşır.
"FAYRABÎ | Özüm ziyaret-ül ticaret vel diyar-ül Musul. |
KATİNA | Vre ne diyorsun? |
FAYRABÎ | Arrapça konişirem. Maruzât zarurî vel ziyaret-ül katî. |
FETTAH | (Yandan) Arapça değil mi, uydur uydur söyle. |
KATİNA | Vre kimsin vre? |
FAYRABÎ | İnşallah muhaverat-ül mümkün Maddam Katterina. Özzüm tellâl-ül avrat. |
KATİNA | Ne avrati? |
FAYRABÎ | Evrat-ül nefis, el vücut vel endam nefis-ül nefais. |
KATİNA | Anlamisim vre, kari satazaksın? Vre pezevengi yureyimi agzimda getirdin." |
(s. 60). |
Buna benzer bir durum, Fransız sömürge askeri Bomboko ile Abdülcanbaz'ın, uyduruk Arapça dozunun daha da artırıldığı diyaloğunda da yaşanır. Dilin bu yabancılaştırmalı kullanımı, seyirciyi yanılsamanın tuzağına düşmekten kurtaran sarsıcı bir etken olarak değerlendirilmelidir. Dilin bu tür öykünmeci kullanımına geleneksel tiyatroda da rastlanır.
Abdülcanbaz'da öne çıkan bir diğer y-efekti, çoğu kez cehalete dayalı yanlış anlamalarla ortaya çıkan gülünç sahnelerdir. Oyunun takdim kısmında Fayrabî'nin yanlışlıkla Tarzan'ın resminin arkasından çıkması, Mustafa Zuhurî olması istenen kabadayı Yengeç'in adab-ı muaşeret dersleri sırasında Gözlüklü ve Sürmegöz'ün yönlendirmelerini anlamakta güçlük çekmesi, Sürmegöz'ün eşi Safinaz'ın safça tavırlarının beraberinde getirdiği yanlış anlamalar ve telaffuzlar, Abdülcanbaz'ın Ruhsar'ı kaçıracağı sahnede Zuhurî'nin onun uyduruk İngilizcesini anlama çabası, bu gülünç sahnelerden yalnızca birkaçıdır. Oyunda özellikle geleneksel Türk tiyatrosunun bir yansıması olarak sıklıkla başvurulan bu tür yanlış anlamalar ve bunların doğurduğu güldürü unsuru, özdeşleşmeye ve yanılsamaya ket vuran, böylelikle seyirciyi oyunu belli bir mesafeden gözlemleyen bir konuma taşıyan yadırgatıcı bir nitelik taşır.