Bektaşî Şairleri ve Nefesleri/Sersem Ali Baba

SERSEM ALİ BABA

XVI ncı asır Bektâşîlerindendir. Hayatı hakkında etraflı malûmata sahib değiliz. Yalnız Balım Sultan müridlerinden ol­duğunu ve 958 (M. 1551) de Hacı Bektâş hankahı postnişinliğine tayin edilerek 977 (M. 1569) da vefat ettiğini biliyoruz. Bektâşîler tarafından tertib edilen mecmualarda Sersem Ali veya sadece Sersem mahlâsıyla bazı nefeslere tesadüf edilmek­tedir. Bu şiirlerin bu zata ait olduğunu kuvvetli bir ihtimal ile söyliyebiliriz. Gerçi Kalkandelen dahilinde de bu namda bir aziz medfundur. Fakat elimizdeki manzumelerden biri, bu şai­rin Balım Sultan müridlerinden bulunan Sersem Ali olduğunu göstermektedir. Sersem Ali mahlâslı dört nefesi dercediyorum:

— 1—

Sabah seherinde virdim budur bu
Allah bir Muhammed Ali’dir Ali
Zikrim olan Lâilâheillâlah
Allah bir Muhammed Ali’dir Ali

Levlâke levlâke buyurdu Allah
Dâim zikr ederim rızâenlillâh
Mü’minin kalbinde olur Beytullah
Allah bir Muhammed Ali’dir Ali

Kırklar ulusudur ol Şâh-ı merdan
Anı idrâk eden bir kâmil insan
Gazaba gelirse hem Şîr-i Yezdan
Allah bir Muhammed Ali’dir Ali

İmam Hasan, Hüseyn nûr-i arşullah
Zeynelâbâ mürüvvet kânı billâh
Muhammed Bâkır’a dâim evyallah
Allah bir Muhammed Ali’dir Ali

Ca’fer-i Sâdık’tan alındı elim
Mûsâ-yi Kâzım’a uğradı yolum
Ali Mûsâ Rızâ zikreder dilim
Allah bir Muhammed Ali’dir Ali

Muhammed Mehdî’dir sâhib Seyfullah
Sersem Ali der dâim şeyenlillâh
Yezîd’e sad hezar hem lâ’netullah
Allah bir Muhammed Ali’dir Ali

— 2 —

Uyan ne yatarsın şafak söküldü
Hep niyazlar kabûl olur sabahtan
Hak’kın dîvanına cümle çekildi
Mü’minler maksadın buldu sabahtan

Gönül pervâne veş yandı tutuştu
Aşkın kazanında kaynadı coştu
Seherde uyanan Hak’ka ulaştı
Gafiller gaflette kalır sabahtan

Kaddimiz dâl olub iki büküldü
Gözümün gevheri yere döküldü
Dilberin hayâli geldi dikildi
Derdimin dermânı gelir sabahtan

Gerçi kim bilirim noksânım çoktur
Hudâ’nın indinde zerrece yoktur
Söyleyene bakma söyleten Hak’dır
Kâmiller günâhın bilir sabahtan

Sabahın hürmeti gelmez hisaba
Vasfını şerh etsem sığmaz kitâba
Sersem Ali serin koymuş türâba
Elhak diyüb secde kılur sabahtan

— 3 —

Arzulayıp geldim devr-i âlemden
Ey gürûh-i nâcî size aşk olsun
Nasîhati böyle aldım dedemden
Ey gürûh-i nâcî size aşk olsun

Sîzlerdedir güzel şâhm yollan
Medh-i Hayder okur dâim dilleri
Seherde açılur gonca gülleri
Ey gürûh-i nâcî size aşk olsun

Kimse bilmez kimdir bizim ulumuz
Anlayamaz Yezid kısmı dilimiz
Muhammed Ali’ye çıkar yolumuz
Ey gürûh-i nâcî size aşk olsun

Tâlib olub ikrar veren kişimiz
Hayra tebdîl olur her bir işimiz
Melek nişânıdır her gidişimiz
Ey gürûh-i nâcî size aşk olsun

Varam haber soram garib bülbüle
Kokusunu söyler her dem bu güle
Sersem’in niyâzı hemen bu yola
Ey gürûh-i nâcî size aşk olsun

— 4 —

Yedi iklim dört köşeyi dolandım
Hünkâr Hacı, Bektaş pîrim Hû deyu
İndim eşiğîne niyâz eyledim
Hünkâr Hacı Bektâş pîrim Hû deyu

Vardım kapusuna sanduka nurdan
Eşiğine yüzüm sürdüm hâkinden
Destur aldım ben gül yüzlü pîrimden
Hünkâr Hacı Bektaş pîrim Hû deyu

Balım Sultan sayvan kurmuş oturur
Feriştehler her hizmetin yetirür
Yedi iklim dört köşeden götürür
Hünkâr Hacı Bektaş pîrim Hû deyu

Meydanda oturan merdlerin merdi
Her sabah okunur erenler virdi
Hak Muhammed Ali pîrimin ceddi
Hünkâr Hacı Bektaş pirim Hû deyu

Hak’dan geldi yeşil ferman göründü
Rûm ’un erlerine cümle okundu
Karac- Ahmed Sultan hendesi oldu
Hünkâr Hacı Bektaş pirim Hû deyu

Sersem Ali vardı pîre dayandı
Çırağımız kırk budaktan uyandı
Mürşid olan her bir renge boyandı
Hünkâr Hacı Bektaş pîrim Hû deyu