Türkiye Cumhuriyeti Nafıa Vekâleti Devlet Demiryolları Samsun-Sivas Demiryolu Amasya İstasyonu'nun İşletmeye Küşadı: Revizyonlar arasındaki fark

İçerik silindi İçerik eklendi
Aybeg (Tartışma | katkılar)
Değişiklik özeti yok
kDeğişiklik özeti yok
8. satır:
}}
<div style="text-indent:1em" align="center">''Mağazalar ser-tevzi’ memuru İsmail Hakkı Bey’e''</div>
{{çalışma var}}
 
<div style="text-indent:1em">
'''SAMSUN-SİVAS HATTI TARİHÇESİ'''
 
Samsun ile Sivas arasındaki cadde çok eski zamanlardan beri memleketimizin en mühim ve en işlek yollarından biri olmuştur. Üzerindeki münâkâlât bidayeten hep esir ve deve kafilelerine münhasır idi.
 
Merhum Halil Rifat Paşa’nın Sivas Valiliği hengâmında yolun araba müruruna müsaid bir hale ifrağına teşebbüs edilmiş ve memlekette turuk-ı adiyyenin inşası için henüz belli başlı vesait ve teşkilat mevcud bulunmadığı bu devirde müşarünileyh nefir-i âmm suretiyle bütün vilayet halkını yol boyuna sevk ve işe bizzat vaz-ı yed eyleyerek üç yüz elli küsur kilometre tûlunda bulunan yolu şose denilebilecek bir halde inşaya muvaffak olmuştu. Fakat büyük bir gayretle müceddeden yapılmış olan yolun bilâhire hüsn-i hâlde muhafazası te’min olunamadığından nakliyat tarih-i inşadan beri hep müşkilât ve mevani’ içinde devam edegelmiştir. Bu müşkilâta rağmen merkeb ve deve kafileleri gibi en iptidai vesaitten mükellef otomobillere varıncaya kadar her türlü vesait-i münakalenin yol üzerinde inkıtasız bir zincir halinde devam eylemesi bu yolun ne derece ehemmiyeti haiz olduğunu gösterir. Bu istikametteki münakalatın ehemmiyeti eski hükümetler zamanında dâhilden ziyade hariçte bazı kumpanyaların nazar-ı dikkatini celb etmekten hali kalmamış ve bi’n-netice demiryolu inşaatı için imtiyaz talepleri vaki olmuştur. Fakat istibdat zamanlarında millet memleketin mukadderatına hâkim ve icraatta hür ve müstakil olmadığından harici rekabet ve mümanaatlar ve gösterilen müşkilat yüzünden demir yollar mes’elesi uzun müddet muallak kalmıştır. Samsun ile Sivas arasında demir yolları inşası hakkında ilk teşebbüs meşrutiyeti müteakib 326 senesinde Nafıa Nezareti tarafından Samsun’a bir etüd (tedkik) heyeti gönderilmekle başlamıştır. Bidayeten tedkikatta arazinin hakikaten fevkalade olan menaatı nazar-ı dikkate alınarak yolun dar hat yapılması düşünülmüş ve bu esas dâhilinde bir kısım güzergâh da tesbit edilmiş ise de muahharen bu fikirden sarf-ı nazar edilerek geniş hat esasına rücu edilmiştir. Bu suretle hattın Samsun’dan ileriye doğru keşfiyatına devam olunmakla beraber 1327 senesinde hükümet tarafından verilen tahsisatla inşaata da başlanmış ve inşaat 1330 senesi bidayetlerine kadar devam eylemiştir. Bu müddetde inşaat ancak verilen mahdud mikdâr tahsisatın kifayeti derecesinde sevk ve idare edildiğinden yolun Samsun’dan itibaren en arızasız kısmı olan takriben 14-15 kilometresi hemen kamilen denecek bir halde ikmal edilmiş ve otuz ikinci kilometreye kadar olan sarp araziye tesadüf eyleyen kısımda nısf dereceye yakın bir miktarda iş yapılmıştır.
 
1330 senesi bidayetlerinde hat inşaatının hükümet tarafından (Reji Jeneral) nam Fransız şirketine devrine karar verilmiş idi. Fakat inşaatın devir ve tesellüm muamelesinin ikmali sıralarında Harb-i Umumi ilan edildiğinden inşaat külliyen ta’til ve inkıtaa uğramış ve şirket-i mezkûr da hal-i harb dolayısıyla Samsun’dan çekilmiştir. Başlanmış olan inşaat altı sene kadar yüz üstü kaldıktan sonra 1336 senesinde askeri demir yollar idaresi tarafından mühendislerden mürekkeb bir heyet-i fenniye Samsun’a gönderilerek yapılmış olan inşaatın harabiyetten vikâyesi ve mevcuddan istifade olunması maksadıyla Samsun ile Havza arasında bir dekovil hattı tesisi teemmül edilmiş idi. Ancak bu teşebbüs dahi kuvveden fiile çıkmaya vakit bulmadan akim kalmıştır. Bundan sonra malum Çester’in teşebbüsü gelir: 1338 senesinde Çester namına hattı inşa etmek üzere Samsun’a derme çatma bir heyet-i fenniye gönderilmiş idi. Fakat hattı yapacağına kimseyi inandırmaya muvaffak olamayan bu heyet Samsun’da halkın nazar-ı istihfafı önünde basit bir iftitah merasimi yapmaktan başka bir iş yapamamış ve biraz sonra da çekilip gitmiştir. Nihayet hükümet-i cumhuriyemiz bu hattı inşaya karar verdiğinden bütçeye tahsisat-ı lazıme vaz’ eyledikten sonra Samsun’a teşkilat-ı lazımeyi hâiz bir heyet-i fenniye gönderilmiş ve bu suretle 1340 senesi bidayetinde bilfiil inşaata başlanmıştır.
 
Samsun-Sivas hattının inşası yolunda 1326 senesinden 1340 senesine kadar geçen müddette vaki’ olan mükerrer teşebbüslerin hep duçar-ı akamet olması bilhassa inşaatın lüzum gösterdiği masarif-i azimenin bütçeden ayrılabilmesi maddesi ve Türklerin böyle mühim demir yolları inşa edebilmek kudret-i fenniyesini haiz olabilmeleri meselesi bidayette yalnız hariçte değil, memlekette de birçoklarınca hayli tereddüd ve münakaşaya mucib olmuştu. Fakat memleketimizin hür ve müstakil olarak tarik-i terakki ve itilaya atıldığı bir zamanda memleketin muhtaç olduğu ana hatları yapmayı umde-i esasiye olarak kabul eyleyen genç hükümet-i cumhuriyemizin memleketin mübrem ihtiyaçlarını görmekteki müstesna nüfuz-ı nazarı ve verdiği kararı tatbikteki layetezelzel azim ve iradesi ve memleketimizdeki erbab-ı fen ve ihtisasa olan i’timadı bu tereddüd ve şüpheleri külliyen izaleye kâfi gelmiştir. Filhakika bugün hattımızın 140. kilometresindeki Amasya İstasyonu’nun resm-i küşadı yapılıyor. 200. kilometreye kadar olan kısımlarda hummalı bir faaliyetle çalışılmakta olmasına göre çok yakın bir zamanda Turhal ve müteakib istasyonlar küşad edilecektir. Hattımız inşaatının şimdiye kadar ne kadar masraf ve fedakârlıkla devam ettiğini irae için zirde bazı erkâm zikredilmiştir.
 
'''Masarif-i Vakıa:'''