Sayfa:DOSTLAR TİYATROSU’NUN YENİDEN ÜRETİMİ ABDÜLCANBAZ’DA YABANCILAŞTIRMA.pdf/21: Revizyonlar arasındaki fark

kDeğişiklik özeti yok
kDeğişiklik özeti yok
Sayfa gövdesi (bağlamada kullanılacak metin):Sayfa gövdesi (bağlamada kullanılacak metin):
5. satır: 5. satır:
<div style="text-indent:1em">
<div style="text-indent:1em">
Epik tiyatroda bir tartışmanın içine çekilen seyirci, oyun boyunca sergilenen çatışma ve çelişkilerin çözüme kavuşmuş olmasının verdiği rahatlama ile değil, olası çözüm yolları üzerine düşünce üreterek oyundan ayrılır. Seyirci çözüme yaklaştırılır; ancak kesin bir çözümden kaçınılarak oyunu kendisinin tamamlaması istenir. "Savlarını insanın kafasına çakan geçmişteki dogmatik, öğretici tiyatronun yerini, artık (seyirciyi) belli düşünceler yönünde harekete geçiren, ona sorular yönelten bir tiyatro alır." (Kesting, 1985: 85). Seyircide çözüm üreten etkin ve yaratıcı bir bilinç düzeyinin yakalanabilmesi için oyunlar genellikle seyircinin beklentisini ters yüz eden ve onu silkeleyen/ mutsuz eden bir sona bağlanır. ''Abdülcanbaz'' da seyircinin mutlu son beklentisini tersine çeviren ve onu şaşırtarak huzursuzluğa sürükleyen bir oyundur. Oyunun sonuna yaklaşılırken takımıyla birlikte Anadolu'ya geçerek Millî Mücadele'ye katılan Abdülcanbaz, memleketi kurtarmanın gurur ve sevinci içinde İstanbul'a geri döndüğünde gördükleri karşısında şaşkına döner. Gözlüklü Sami Bey ve ailesinin davetlisi olan Mili Mücadele'nin kahramanlarından Miralay Kâzım, bu işgalci iş birlikçilerinin gerçek birer ''istiklâl âşığı'' (s. 80) olduğu yanılgısına kapılmış ve bunların memleketin kalkınması yolunda fedakârca çalışan ''iktisat kahramanları'' (s. 85) olduğuna inanmıştır.
Epik tiyatroda bir tartışmanın içine çekilen seyirci, oyun boyunca sergilenen çatışma ve çelişkilerin çözüme kavuşmuş olmasının verdiği rahatlama ile değil, olası çözüm yolları üzerine düşünce üreterek oyundan ayrılır. Seyirci çözüme yaklaştırılır; ancak kesin bir çözümden kaçınılarak oyunu kendisinin tamamlaması istenir. "Savlarını insanın kafasına çakan geçmişteki dogmatik, öğretici tiyatronun yerini, artık (seyirciyi) belli düşünceler yönünde harekete geçiren, ona sorular yönelten bir tiyatro alır." (Kesting, 1985: 85). Seyircide çözüm üreten etkin ve yaratıcı bir bilinç düzeyinin yakalanabilmesi için oyunlar genellikle seyircinin beklentisini ters yüz eden ve onu silkeleyen/ mutsuz eden bir sona bağlanır. ''Abdülcanbaz'' da seyircinin mutlu son beklentisini tersine çeviren ve onu şaşırtarak huzursuzluğa sürükleyen bir oyundur. Oyunun sonuna yaklaşılırken takımıyla birlikte Anadolu'ya geçerek Millî Mücadele'ye katılan Abdülcanbaz, memleketi kurtarmanın gurur ve sevinci içinde İstanbul'a geri döndüğünde gördükleri karşısında şaşkına döner. Gözlüklü Sami Bey ve ailesinin davetlisi olan Mili Mücadele'nin kahramanlarından Miralay Kâzım, bu işgalci iş birlikçilerinin gerçek birer ''istiklâl âşığı'' (s. 80) olduğu yanılgısına kapılmış ve bunların memleketin kalkınması yolunda fedakârca çalışan ''iktisat kahramanları'' (s. 85) olduğuna inanmıştır.
<div style="margin-left: 5em;">
{|
{|
|"MİRALAY||Biz muharipler ne kadar dışındayız cemiyet hayatının değil mi? Bayağı yadırgıyorum bu asrî havayı. Alışmamız gerekecek.
|"MİRALAY||Biz muharipler ne kadar dışındayız cemiyet hayatının değil mi? Bayağı yadırgıyorum bu asrî havayı. Alışmamız gerekecek.
11. satır: 12. satır:
|-
|-
|MİRALAY||Biliyorum oğlum... Bunlar yeni Türkiyemizin iktisat kahramanları olacak. İktisat cephesinin silahşörleri." (s. 86).
|MİRALAY||Biliyorum oğlum... Bunlar yeni Türkiyemizin iktisat kahramanları olacak. İktisat cephesinin silahşörleri." (s. 86).
|}
|}</div>
</div>
</div>
<section end="A2"/>
<section end="A2"/>