Yirmi Beş Sene Siper Gavgası/3 - Giridde murat aga, deli kudret
Giridde murat aga, deli kurd
Giride çıkan askerlerimiz arasında pek degerli kahramanlar vardı: mesela karabatak beg, yeniçeri kethüdası murad aga, rumili beglerbegi hasan paşa, serdengeçti agası deli korkud, devlet ü millet ugurunda can virmekten çekinmeyen aslan yürekli babayigitlerdi. Karabatak beg, düşman gemilerini bir hamlede perişan itdi, deñizin eñ azgın zamanlarında düşmanı urmakdan haz duyardı. Hasan paşa, gazâ görmüş, dilâverlikler göstermiş, agırbaşlı, tecrübeli bir kumandandı. Deli kurd, muharebenin en kızgın zamanında sergengeçdileriñ başına geçer, topdan, tüfenkden, kurşundan, lagımdan, bombadan yılmaz, kendini hiç pervâ itmeden ateşe salardı. Murad aga, heybetli, vakarlı bir kahramandı. cesareti merdligi kendisini bütün askere sevdirmişdi. Murad aganıñ eñ kıymetli iki şeyi vardı: kuru barut, yaglı kurşun. Ölümden korkmaz, yorgunluk nedir bilmezdi. o yalñız bir şeyden haz iderdi: düşmanı yeñmek, elinden geldigi kadar çok düşman öldürmek. Bu murada irmek içün siperler içinde yatar, divarlara çıkar, açlıga dayanır, kışa, soguga, acıya, her şeye katlanırdı.
Fakat serdar yusuf paşada, murad aga gibi degerli bir paşa idi. yusuf paşa, hem cesur, hemde merhametli idi. ... gayet saglamdı. Gazanıñ din ve devletimiziñ düşmanlarını tepelemek içün yapıldıgını bilirdi. Dinimiz ne emridiyorsa onı icrâ ederdi. düşmanıñ ihtiyârlarına, kadınlarına, çocuklarına ilişmezdi. Onlar ne zaman esir edilseler, hepsinide bir şeyle sevindirir, azad iderdi. Düşmanıñ baglarına, bagçelerine, agaçlarına el sürdürmez, esirleri nâhak yere öldürtmezdi.
İşti girid adasına çıkan ordumuz, böyle ... saglam, hakdan añlar, allahdan korkar, fedakâr kahramanlarıñ elinde idi.
Giride çıkıldıgı gün üsker sevinc içinde idi. daha ilk hamlede giridde bir çok köyler, kasabalar alındı. Serdarıñ maksadı, asıl giridiñ eñ büyük kalesi olan (hanya) kalesini almakdı. Zaten giridde belli başlı üç büyük kale vardıki, onlarda (hanya), (resmo) ve (kandiye) kaleleri idi. Bu kaleler gayet saglam yapılmışdı. Hele hanya kalesi venedikliler tarafından senelerce çalışılub meydana getirilmişdi. Her biri bir kale büyüklügünde burclarla kuvvetlendirilmişdi. Her burcuñ içinde yirmişer bal yemez top ve biñ nefer vardı. Kale divarları o kadar kalın idi ki, üzerinden yanyana beş atlı geçebilirdi. Bir çok yirleri toprak siperlerle doldurulmışdı. Gayet büyük cebhâne mahzenleri vardı. Kaleyi deñizden kuşatmak gayet zordı. Topları deñiz tarafınıda dögebilirdi. Dışındaki hendek on beş arşun derinliginde idi. Genişligide yetmiş iki zîrâ idi.
İşte askerlerimiz senelerden beni yapılan büyültülen bu koca kaleyi alacaklardı. Fakat bu kalede alınınca öyle güzel yerler elimize geçecekdi ki, 'adetâ cennetdi: baglar, bagçeler, güzel sular, meyve agaçları, yeşil çamlar, askerlerimizin bir kat daha şevke getiriyordu. Hanyanıñ bütün bağları kestane, turunc ve limon agaçlarıyla dolu idi. Gülsitânları, bagçeleri, misk gibi kokuyordı.