Tartılan Et mi Kedi mi
Hoca'nın canı et yemek ister. İki okka et alarak eve bırakır ve karısına akşama pişirmesini söyler. Hoca gün boyunca, akşama yiyeceği etin hayalini kurar, iştahı kesilmesin diye o gün öğle yemeği bile yemez. Aksilik bu ya, o gün öğle vakti Hoca'nın evine karısının akrabaları misafirliğe gelirler. Kadıncağız akrabalarına karşı küçük düşmemek için, Hoca'nın getirdiği eti onlara yedirir. Nasreddin Hoca akşam üzeri, eve gelip iştahla sofraya oturur. Ama önüne sade suda pişmiş bulgur pilavı konur. Hoca hem bozulur, hem de şaşırır:
– Et yemeği nerede, diye sorar.
Kadın, eti akrabalarına yedirdiğini söyleyemez. Bahane olarak:
– Kedi yedi, der. Hoca bu bahaneyi yutmaz. Hemen odanın bir köşesinde yatmakta olan kediyi alır, tartıya vurur. Kedi tam iki okka gelir.
Hoca, öfkeli bir sesle:
– Bak, hanım der. Kedi tam iki okka çekiyor. Ben de sana iki okka et bırakmıştım. Eğer bu iki okka çeken, kedi ise, et nerede? Yok, tarttığım et ise, kedi nerede!
Kaynak: Bayraktar, Zülfikar (2010). Mizah teorileri ve mizah teorilerine göre Nasreddin Hoca fıkralarının tahlili (PDF) (Doktora). İzmir: Ege Üniversitesi. Erişim tarihi: 7 Eylül 2021.
|