Sudan Gelen Sele Gider
Nasreddin Hoca'nın mahallesinde hilekâr bir sütçü vardı. Süte su katarak halis süt diye satardı. Yaptığı yoğurt da, yoğurttan başka her şeye benzerdi. Hele kaymağı yağsız mı yağsızdı. Bu sütçü kendisine insanlar itimat etsinler diye, başına değirmen taşı kadar sarık sarar ve elinden de uzun bir tesbihi hiç eksik etmezdi. Bir sene, kış fazla oldu. Fırtına, yağmur ve sel her tarafı yıkıp götürdü. Bizim sütçü de, o sene iyi haberler almadı. Zira sürülerini seller götürmüş, ağılları da fırtınadan yıkılmıştı. Adam neye uğradığını bilememişti. Artık sütçünün eski neşesi yoktu. Dükkânında eski bolluk kalmamıştı.
Bir gün Hoca, bu sütçünün dükkânının önünden geçiyordu. Her zaman kendisine:
– Buyurunuz Hocam, diyen sütçü, ortalarda yoktu.
Dükkânda da eski neşeyi göremeyen Hoca:
– Heyyy, sütçü baba! Neredesin yahu, diye seslendi.
Biraz sonra, perişan kıyafetiyle, sütçü ortaya çıktı. Hoca hayret etti ve ona: – Ne oldu sana sütçü efendi? Benzin solmuş ve dükkânın da perişan olmuş, diye sordu.
Sütçü de başından geçen felaketleri birer birer anlattı. O anda Hoca, sütçünün bütün hilekârlıklarını gözünün önünden geçirdi ve ciddi bir tavırla:
– Sütçü baba! dedi. Bunlara katlanman gerek. Süte su kattığın günleri düşün de, hiç kederlenme. Çünkü sudan gelen sele gider.
Kaynak: Bayraktar, Zülfikar (2010). Mizah teorileri ve mizah teorilerine göre Nasreddin Hoca fıkralarının tahlili (PDF) (Doktora). İzmir: Ege Üniversitesi. Erişim tarihi: 7 Eylül 2021.
|