Sağduyu Tanrısızlığın İlmihali/Hiçbir Şey Mucizelerin Doğruluğunu Kanıtlamaz
Bütün tanrısal vahiylerin açıklanmasında ve yönetiminde, bir Allah'ın bilgisinden, iyiliğinden, adaletinden eser bulunmadığından şikâyet edecek olsam, Allah'la bizim aramıza giren büyük şahsiyetlerin kurnazlıkları, hırsları, çıkarcılıkları hakkında kuşkulanacak olsam; beni temin ederler ki, kendi adına bildirimde bulunmak göreviyle yolladığı şahısları, Allah, açık mucizelerle doğrulamıştır. Ancak, Allah'ın kendisini göstermesi ve bizzat açıklamada bulunması daha kolay değil miydi? Öte yandan, bu mucizeleri incelemeyi merak etsem, görürüm ki, mucize denilen şeyler doğruya benzerlikten yoksun ve kendilerinin en yüksek yüce zat tarafından gönderildiklerini başkalarına inandırmakta çok çıkarı olan, bazı kuşkulu kimseler tarafından aktarılmış hikâyelerdir.
İnanılmaz mucizelere bizi inandırmak için hangi tanıklar gösteriliyor? Bunlara bizi inandırmak için binlerce yıldır var olmayanların (söz konusu mucizeler hakkında tanıklık edebilseler de) kendi hayalgüçlerinin şaşkını olmalarında ve becerikli sahtekârlarca gözleri önünde yapılan hokkabazlıklara aldanmış olduklarından kuşku duyulabilirdi. Ancak diyeceksiniz ki, bu mucizeler, bir gelenek sonucu sürekli olarak bize kadar gelmiş olan kitaplarda yazılıdır. Bu kitapları kim yazmıştır? Bunları aktaran ve doğrulayan insanlar kimlerdir? Ya dinleri kuranlar, ya da din kurucuların ümmetleri, ya da ilgilileridir. Demek oluyor ki, dini işlerde, ilgililerin tanıklığının istinaf ve temyizi, buna itiraz edilmesi mümkün değildir.