Recep Tayyip Erdoğan'ın 27 Mart 2020 tarihli ulusa sesleniş konuşması
Aziz Milletim,
Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Dünyanın tamamını etkisi altına alan kovit-19 hastalığı giderek yaygınlaşıyor ve giderek daha çok can alıyor.
Küresel düzeyde hasta sayısının 600 bine, ölü sayısının 27 bine yaklaştığı bu büyük felaket herkesle birlikte bizi de etkilemiştir. Ülkemizde de bugün itibariyle 5 bin 698 tespit edilmiş toplam vaka ve maalesef 92 can kaybı vardır. Yoğun bakımda tedavi gören hasta sayısı 344 iken bunların 42’si iyileşmiştir. Hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Hiçbir musibetin bizim gücümüzden büyük olmadığı inancıyla kovit-19 hastalığı ile mücadelemizi milletimizle birlikte kararlılıkla sürdürüyoruz. İnsanlığın karşı karşıya kaldığı bu krizin üstesinden gelebilmek için daha çok fedakârlık yapmamız gereken bir döneme girdik. Birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi, dayanışmamızı ne kadar güçlü tutarsak, Allah’ın izniyle bu süreçten o kadar az hasarla çıkarız. Ancak şu hususları da asla aklımızdan çıkarmamalıyız: Rehavete kapılmayacağız, çünkü karşımızdaki tehdit çok ciddidir. Paniğe asla kapılmayacağız, çünkü bu tehdide karşı gerçekten sağlam bir mücadele yürütüyoruz. Her bir vatandaşımın bu hastalığın yol açabileceği vahim sonuçların farkında olduğuna inanıyorum. Bir yandan devlet olarak biz her türlü tedbiri alacağız, diğer yandan vatandaşlarımızın her biri kendi bireysel tedbirlerini alacak.
Ücretli çalışanlardan esnaf ve sanatkârlara kadar her kesimi kapsayan istihdamın korunmasını merkeze alan pek çok ekonomik tedbiri hayata geçirdik, geçiriyoruz. Bu kapsamda ilk etapta yaklaşık 100 milyar liranın üzerinde bir ekonomik destek programı hazırladık. Meclisimiz de bu programın hayata geçmesi için gereken mevzuat değişikliklerini yaptı. İşsizlik Fonu’nu güçlendirerek çalışanlarımızı ve ilave kaynak aktarmak suretiyle Kredi Garanti Fonu’nu güçlendirerek esnaf ve sanatkârımızı destekliyoruz. En düşük emekli maaşını bin 500 liraya çıkartarak, bu kesime yeni bir nefes daha aldırdık. Ayrıca, emeklilerimizin Ramazan Bayramı ikramiyesinin ödeme tarihini de Nisan başına çektik.
İstihdamı korumak amacıyla kısa çalışma ödeneğinin şartlarını kolaylaştırdık, aynı amaçla telafi çalışma süresini azalttık. Ülkemizde 2 milyon dar gelirli haneye biner lira nakit desteği veriyoruz. Üretimin ve ihracatın devamı en önemli önceliğimizdir. Bunun için sanayicilerimizi ve ihracatçılarımızı rahatlatacak tedbirleri de hayata geçirdik.
Milletimizin her bir ferdi devletinin tüm imkânlarıyla yanında olduğunu biliyor. Bu ülkede hiç kimsenin aç kalmasına da, açıkta kalmasına da, mağduriyetine de, istiskaline de izin vermeyiz. Yaşlılarımızı hastalıktan korumak için aldığımız tedbirleri onlara karşı saygısızlığın bahanesi haline dönüştürenlere de müsaade etmeyeceğiz. Çocuklarımıza nasıl gözümüz gibi bakıyorsak büyüklerimize de aynı ihtimamı göstereceğiz. Hayatın tüm alanlarını kapsayan tedbirlerle hastalık zincirinin bir an önce kırılmasını sağlamayı amaçlıyoruz. Tüm bu tedbirleri titizlikle uyguladığımızda inşallah en kısa sürede bu meselenin üstesinden gelebileceğimizi görüyoruz. Yeter ki hep birlikte kurallara uyalım, ikazlara kulak verelim.
Aziz Milletim,
Türkiye bu salgın dönemine olabilecek en hazırlıklı şekilde yakalanmıştır. Son 17 yılda ekonomisini ve üretim altyapısını güçlendiren Türkiye pek çok konuda kendi kendine yeterli olmanın avantajlarını yaşıyor. Ayrıca, ilk çıktığı günlerden itibaren süreci ciddiyetle takip edip tedbirlerimizi alarak da ilave bir avantaj kazandık.
Hamdolsun ilaç ve gıda konusunda hiçbir sıkıntımız yoktur. Her iki alanda da üretim ve tedarik zincirleri aksaksız çalışıyor. Hastalıkla mücadelede önem taşıyan test kiti, maske, eldiven gibi ürünleri kendimiz üretebildiğimiz için bunlar konusunda da herhangi bir sorun yaşamıyoruz. Bunların olumsuz dedikodusunu yapanlar var, sakın bunlara aldanmayın. Bunlarla ilgili stokçuluk yapanlar, karaborsa yapanlar var, sakın bunlara aldanmayın, bunlarla da bütün güvenlik güçleriyle sırtlarındayız. Bu ürünleri hızla tedarik edebilmemizi sağlayan sanayicilerimize ayrıca teşekkür ediyorum.
Dünyanın nüfusuna göre en çok yoğun bakım yatağına sahip ülkesiyiz. Solunum cihazı üretimi konusunda da hızla mesafe kat ediyoruz. Ayrıca gerektiğinde yurt dışından malzeme tedariki de bu arada yapıyoruz. Bu çerçevede yurt dışından getirdiğimiz hızlı tanı kitlerini devreye sokarak test sayılarını süratle artırdık. Hem kendi üretimimiz olan testlerin, hem de hızlı testlerin yapıldığı merkezleri tüm ülke çapına yaydık. Testler kesinlikle ücretsiz. Tedaviye yönelik ilacın ilk kısmı elimize ulaştı ve kullanmaya başladık, devamı da geliyor. Hem vatandaşlarımızın, hem sağlık personelimizin teşhis ve tedaviyle ilgili tüm ihtiyaçlarını karşılıyoruz.
Vatandaşlarımızın günlük hayatlarını huzurla sürdürebilmeleri için tüm bakanlıklarımız ve kurumlarımız seferberlik ruhuyla çalışıyor. Kabine içi ve uluslararası iletişimimizi telekonferans yöntemiyle hiçbir kesintiye ve aksaklığa meydan vermeksizin sürdürüyoruz. Kabine toplantımızı her hafta telekonferansla bundan sonra gerçekleştireceğiz. Gün itibarıyla da her Pazartesi bundan böyle bizler Kabine toplantımızı gerçekleştireceğiz.
Tüm çalışmalarımızı şeffaf şekilde yürütüyoruz. İlgili bakanlarımız, kurumlarımız ve bilim insanlarımız gelişmeleri anbean milletimizle paylaşıyor. Biz de tüm bu sürçleri bizzat takip ediyoruz. Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturduğumuz Bilim Kurulumuzun tavsiyeleri doğrultusunda sürekli ilave tedbirler alıyoruz. Tedbirlerin ne kadar süreceğini halkımızın uygulamadaki kararlılığı belirleyecektir. Belirlenen kurallara ne kadar sıkı riayet edersek, bu cendereden o kadar çabuk çıkarız. Attığımız her adımda kamu düzeninin korunması, sağlık sisteminin etkin şekilde işletilmesi, gıda, sağlık, temizlik tedarik zincirinin ayakta tutulması, sosyal mesafenin ve izolasyonun sağlanması hususlarını özellikle gözetiyoruz. Bugüne kadar sağlıktan eğitime, ekonomiden ulaşıma, adaletten çalışma hayatına kadar tüm alanlarda aldığımız tedbirlerin gerisinde hep bu amaç vardır.
Aziz Milletim,
Bugün Bilim Kurulumuzun tavsiyeleri doğrultusunda aldığımız yeni tedbir paketini hayata geçirmeyi kararlaştırdı. Hepsi de milletimizin sağlığı, huzuru, güvenliği ve geleceği için uygulanacak bu tedbirleri sizlere bu akşam buradan ifade etmek istiyorum.
1- Şehirlerarası seyahatler bundan böyle valilik iznine bağlanmıştır.
2- Kamuda olduğu gibi özel sektörde de minimum personelle esnek çalışma sistemine geçilecektir.
3- Toplu taşıma araçlarında seyrek oturma düzeni uygulanacaktır.
4- Piknik alanları, ormanlar, ören yerleri gibi alanlar hafta sonları kapalı olacak, hafta içi de buralarda hiçbir şekilde toplu olarak bir arada bulunulamayacaktır.
5- Askerlerimiz 14 gün karantina kuralına uygun şekilde kontrollü olarak celp ve terhis uygulamasına tabi tutulacaktır.
6- Yurt dışı uçuşlar tamamen sona erdirilmiştir.
7- Tüm illerimizde valilerimizin başkanlığında pandemi kurulu oluşturularak, alınan tedbirlerin takibi yapılacak, gerektiğinde o şehre mahsus ilave tedbirler de yine burada kararlaştırılacaktır.
Şimdi asıl önemli olan yere geliyorum, bu tedbirlerin başta İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli gibi büyük şehirlerimiz olmak üzere 30 büyükşehrimizin tamamında titizlikle uygulanması kararı uygulamaya geçmiştir, 30’un dışındakileri şimdilik saymıyorum, sadece 30 büyükşehri sayıyorum, buralarda titizlikle bunun uygulanmasına geçilecektir, dolayısıyla bu 30 büyükşehrimizin valisi bu kararlılığı uygulamada alttaki kurullarıyla birlikte gösterecektir.
Ev ve iş yeri dahil her ortamda sosyal mesafeye dikkat ederek, toplu taşıma araçlarını zorunlu olmadıkça kullanmayarak, alış veriş ihtiyacı dışında sokağa çıkmayarak, temizliğimize hassasiyet göstererek tedbirlerin etkinliğini artırmamız şarttır. Milletimizden sabır, fedakârlık ve dirayet bekliyoruz.
Şayet bu tedbirlerin daha ileri noktalara ulaşmasını istemiyorsak, gönüllü karantina şartlarına harfiyen riayet etmeliyiz. Ne demek gönüllü karantina? Yani evimizden çıkmayacağız.
Dünyada kurallara uyduğumuzda nasıl kısa sürede başarıya ulaşacağımızın da, kurallara uymadığımızda nasıl bir büyük felaketlerle karşılaşacağımızın da örnekleri mevcuttur. Bakınız şu anda Amerika’nın geldiği durum ortada. Öyleyse bizler Türkiye olarak şu anda bulunduğumuz konumu çok daha olumsuz bir neticeye taşımamamız gerekir.
Hep ifade ettiğim gibi, bu süreci en kısa sürede ve en az hasarla atlattığımızda önümüzde aydınlık bir gelecek bizi bekliyor. Türkiye bu hastalığı yenebilecek güce ve imkâna, milletimiz de alınan tedbirleri hassasiyetle uygulayacak dirayete sahiptir. Rehavete ve paniğe kapılmadan dikkatle ve sabırla atacağımız her adım bizi bu tehditten biraz daha uzaklaştıracaktır. Kendimizin ve evlatlarımızın geleceği için lütfen evde kalalım, kurumlarımızın açıkladığı tedbirleri dikkatle uygulayalım, bilim insanlarımızın tavsiyelerine kulak verelim.
Ve şunu unutmayalım: Yarın elbet bizim, elbet bizimdir, gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir.
Kalın sağlıcakla.