9 Eylül 335 günü toplanmış olan bazı ma’lumât Kongre’ye şu suretle izah edildi: “Eskişehir ve Afyonkarahisarı’ndaki İngiliz kuvvetleri taz’îf edildi. General Milne Konya’ya geldi. Konya Valisi Cemal Bey ve Ankara Valisi Muhittin Paşa muhalefette tereddüt ediyorlar. Yeni Kastamonu Valisi Ali Rıza Bey de tıpkı Cemal Bey fasîlesinden bir adammış. Rüfeka-yı kirâmın böyle vaziyetler karşısında şiddetle hareket tarafdârı olduğunu bildiğimden serî ve şedîd tedâbîr ittihâzını Fuat Paşa’dan ricâ etmiştim. Fuat Paşa da Kongre’nin kendisine olan itimâdına istinâden Kongre namına icap eden tebligat ve teşebbüsâtta bulunmuştur. Bu tarz-ı hareketin heyet-i âliyenizce kabul edilmesini ricâ ediyor. Fuat Paşa, valilere şedîd ihtaratta bulunuyor. Mıntıkalara ümerâ-yı askeriyeden millî kumandanlar tayin ediyor ve bu kumandanlara millet namına her nev’î salâhiyet bahşedilmiştir diyor”. Kongre teklifi kabul etti. Bunu müteakib şu yolda izâhâta devam ettim:
“Buraya Galip Bey isminde bir vali tayin edilmiş, geliyormuş, fakat bunun Harput Valisi Ali Galip Bey mi yoksa Trabzon Valisi Mehmet Galip Bey mi olduğu anlaşılamadı. Fakat biz başka bir ma’lumâta dest-res olduk. Mister Noell isminde bir İngiliz binbaşısı Bedirhanîlerden Kâmran, Celâdet ve Cemil Beylerle beraber maiyetinde on beş kadar Kürt atlısı olduğu halde Malatya’ya gelmiş ve Mutasarrıf Bedirhanî Halil Bey tarafından istikbâl edilmişlerdir. Harput Valisi de zâhiren bir posta hırsızını takip bahanesiyle otomobille Malatya’ya gelmiştir. Bu maksatla bunlara Hısnımansur’daki müfreze de verilmiştir. Maksatlarının Kürtleri, Kürdistan teşkili vaatiyle aleyhimize ve bize karşı su-i kast icrasına sevk etmek olduğu anlaşılmış ve mukabil tedâbîre de tevessül edilmiştir. Meselâ valiyi ve diğerlerini tevkif ettirmek istiyoruz. Malatya Mutasarrıfı da Kürt aşâirini Malatya’ya davet etmiştir. Bu vaziyet üzerine 13. Kolordu mıntıkasında faaliyete girdik. İcap eden tedâbîr ittihâz edilmiştir. Yarın akşam Harput’tan sevk edilen bir müfreze-i askeriye erbâb-ı fesâdı tenkîl edecektir. Buradaki Kolordu Kumandanı da lâzım gelen tedâbîri ittihâz etmiştir. Malatya ve diğer mahallere de lâzım gelen emirler verilmiştir.”
Efendiler, hemen Sivas Kongresi’nin bütün müddet-i cereyânınca sinirlere gerginlik verecek mahiyette haberler almaktan hâli kalmıyordum. Ancak aldığım bütün ma’lumâtı olduğu gibi Kongre Heyeti’ne arz etmekte faydadan ziyade mahzur tasavvur ediyordum. Gördünüz ki şimdi izah edeceğim vechile hakikaten tehlikeli addedilebilecek mahiyette olan Ali Galip meselesinden de bahsederken ihtiyatkâr bir lisan kullanmayı tercih etmiştim. Bence en mühim mesele her nev’î müşkilât ve mehâlike rağmen Sivas Kongresi’nin neticeli mukarrerâtla müzâkerâtını bir an evvel ikmâl etmiş olmak ve bu mukarrerâtı memlekette tatbike girişmek idi. Bu arzum husûl buldu. Bütün memlekete şâmil millî teşkilât nizamnâmesinin ve Umumî Kongre beyannâmesinin der-akab tab’ı ve neşr ü ta’mîmi esbâbına tevessül olundu. Yalnız me’mûlün fevkinde yeni hâdisât karşısında kalındığından Kongre’nin hitam bulmuş olmasına rağmen Kongre Heyeti’nin yeni vaziyetler inkişaf edinceye kadar Sivas’ta kalmalarını münasip gördüm ve icap ederse daha kuvvetli fevkalâde bir kongre akdi için de istihzaratta bulundum. Ali Galip’in firârı üzerine Kongre Heyeti’ni Sivas’ta alıkoymaktan sarf-ı nazar edildiği gibi, Ferit Paşa Kabinesi’nin sukutu üzerine fevkalâde kongre akdine de ihtiyaç görülmedi (Vesika: 55).