Muhterem Efendiler, Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, vakayiini işaret eylediğimiz tarihte, gösterdiği müşevveş hâlet-i ruhiye, cidden teemmüle şâyân-ı bir mahiyet iktisâb etti. Bütün millette, Meclis’in vazife ifa edemeyecek bir hale geldiği endişesi hissolunmaya başladı. Meclis’te, vaziyeti, itidal ve basiret ile mütâlaa ve muhakeme eden aza dahi ıstıraplarını izhârdan men’-i nefs edemiyorlardı. Artık tereddüde mahal kalmamıştı ki Meclis tecdit olunmadıkça, millet ve memleketin ağır ve mes’ûliyetli işlerini tedvîr etmeğe imkân yoktur. Bu zarurete ben de kani oldum. Bir gece, Başvekil Rauf Bey’e ikamet etmekte olduğu istasyon binasında Heyet-i Vekile’yi ictimâa davet etmesini, benim de bizzat geleceğimi telefonla bildirdim.
Rauf Bey nezdinde ictimâ eden Heyet-i Vekile’ye, Meclis’in tecdîdini, Meclis’e teklif etmek lüzumundan bahsettim. Kısa bir münakaşadan sonra, Heyet-i Vekile ile mutabık kaldık. Aynı gecede Meclis’teki, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu Heyet-i İdâresi’ni de Heyet-i Vekile ictimâına davet ettim. Bu heyet-i idâre içinde teklifimi nâ-be-mahâll bulup istigrab edenler bulundu. Müzakere ve münakaşa ertesi güne kadar sürdü. Maahaza, bu heyetle de anlaştık. Ondan sonra derhal Grup heyet-i umumiyesini ictimâ ettirdim. Orada memleketin vaziyet-i umumiyesini, müstacelen görülmesi lâzım gelen millet işlerini izah ettim ve Meclis’in artık bu vezâifi ifaya kabiliyeti kalmadığını ifade ve isbât eyleyerek Meclis’ten tecdîd-i intihâba karar vermesini talep etmek icap eylediğini bildirdim. Grup heyet-i umumiyesi, beyânât ve izâhâtımı hüsn-i telâkki eyledi. Bunun üzerine mesele, aynı günde, 1 Nisan 1923’te Meclis’e nakledildi. Yüz yirmi kadar aza, bir takrirle, Meclis’e, tecdîd-i intihap için bir teklif-i kanunî takdim etti. Meclis, müttefikan “yeniden intihâbat icrası karar-gîr oldu” tarzında olan kanunu çıkardı.
Meclis’in, bu kararı vermesi inkılâb tarihimizde mühim bir nokta teşkil eder. Çünkü bu kararı vermekle Meclis, kendinde hâsıl olan marazı itiraf ve bundan dolayı, millette hissedilen ıstırabı idrâk etmiş olduğunu gösterdi.