Hep beraber, Rauf Bey lisanından muvâfık bir telgrafname müsveddesi yaparak İsmet Paşa’yı tebrik ve ona teşekkür etmişler... Bu müsveddeyi bir zarfa koyup Rauf Bey’e göndermişler... Fakat Rauf Bey, bu müsveddeyi beğenmemiş, İsmet Paşa’ya başka bir telgraf yazmış veyahut yazdırmış... Rauf Bey, Kâzım Paşa’yı gördüğü zaman demiş ki: “Sizin yaptığınız müsveddede adeta her işi yapan İsmet Paşa gösteriliyor. Biz, burada, bir şey yapmadık mı?”
Efendiler, Rauf Bey’in yazdığı veya yazdırdığı telgrafname muhteviyâtı, kendisinin hissiyât ve telâkkiyâtını gizlememektedir. Arzu buyurursanız, o telgrafı da aynen arz edeyim:
Şifre
|
25.7.1923
|
C. 20 ve 24 Temmuz. 347, 348 numaralara:
Cihan Harbi’nin nâ-mahdut ıstıraplarından kurtulmak ve milletimizin cihan sulhunu tesiste ne büyük bir âmil olduğunu bi’l-fiil isbât eylemek maksadıyla imzaladığımız Mondros Mütarekenamesi’ne rağmen ma’rûz kaldığımız en fecî ve dil-âzâr tecavüzatı, hakk-ı hayat ve istiklâlimizi pâ-mâl eyleyen Sevr Ahidnamesi takip eylemişti. Asırlarca hür ve müstakil yaşamış olan aziz Türkiye’nin necîb halkı ma’rûz kaldığı gayr-i meşrû’ ve fecî tecavüzat karşısında bütün şuuru ve bütün mevcudiyetiyle hakk-ı hayat ve istiklâlini kurtarmak için kıyâm ederek teşkil eylediği yılmaz ve yenilmez millî ordusuyla Büyük Reis ve Başkumandanımızın ve celâdetkâr Kumandanlarımızın sevk ve idâresiyle zaferden zafere yürüdü.
Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Hükümeti’nin milletten aldığı kudret ve kuvvetle ve ordularının pek müstesna kabiliyet-i cengâverânesiyle istihsal eylediği bu muvaffakıyât ve muzafferiyatın, Lozan’da, aylardan beri devam eden müzâkerât-ı sulhiye neticesinde beynelmilel bir vesika ile tevsîki milletimize yeni bir devre-i faaliyet ve sükûnet hazırlamıştır. Heyet-i Vekile, azimkâr ve fedakâr milletimizin hakk-ı hayat ve istiklâlini müemmin bir ahidnamenin tanzimindeki mesâiden dolayı başta zât-ı devletleri olduğu halde murahhaslarımız Rıza Nur ve Hasan Beyefendilere ve Heyet-i Müşavire’mize takdim-i tebrikât eyler efendim.
Hüseyin Rauf