Ordunun hazırlıklarının ikmâliyle taarruzun tesrî’ini emrettikten sonra tekrar Ankara’ya döndüm. Garp Cephesi Kumandanı 6 Ağustos 338’de ordularına mahrem olarak taarruza hazırlık emri verdi.
Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisi ve Müdafaa-i Milliye Vekili Paşalar da Ankara’ya avdet ettiler.
Efendiler, taarruz için tekrar cepheye gitmeden evvel, Ankara ’da tespit edilmek lâzım gelen bazı vaziyetler vardı. Henüz, Heyet-i Vekile’yi taarruz emri verdiğimden tamamen haberdâr etmemiştim. Artık onları resmen haberdâr etmek zamanı gelmişti. Akdettiğimiz bir ictimâda vaziyet-i dahiliyeyi, hariciyeyi ve askeriyeyi müzakere ve münakaşa ettikten sonra, taarruz hususunda Heyet-i Vekile ile mutabık kaldık.
Diğer bir mesele de mühimdi. Muhâlifler, ordunun tefessüh ettiğinden, kıpırdayacak halde olmadığından, böyle zulmet ve mübhemiyet içinde intizârın felâkete müncer olacağından ibaret propagandalarına çok germî vermişlerdi. Gerçi Meclis’te bu telâkki cereyânının yaptığı akisler zaten düşmanlardan çok gizlemek istediğim harekât nokta-i nazarından faydalı idi. Fakat bu menfî propaganda, en yakın ve en kani zevât üzerinde dahi su-i tesire başlamış, onlarda da tereddütler uyandırmıştı. Onları da karîben yapacağım taarruz hakkında ve altı yedi günde düşman kuvâ-yı asliyesini mağlûp edeceğime dair olan itimâdım hususunda, tenvîr ve teskin etmeyi lüzumlu gördüm. Bunu da yaptıktan sonra Ankara’yı terk ettim. Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisi benden evvel 13 Ağustos 38’de cepheye gitmişti.
Ben, birkaç gün sonra hareket ettim. Hareketimi pek mahdûd birkaç zattan mâadâ bütün Ankara’dan gizledim. Benim gaybûbet edeceğimi bilenler, burada imişim gibi davranacaklardı. Hatta benim Çankaya’da, çay ziyafeti verdiğimi de gazetelerle ilân edeceklerdi. Bunu bi’t-tabi o vakitler işitmişsinizdir. Trenle hareket etmedim. Bir gece otomobil ile Tuz Çölü üzerinden Konya’ya gittim. Konya’ya hareketimi orada kimseye telgrafla bildirmediğim gibi Konya’ya vâsıl olur olmaz telgrafhaneyi kontrol altına aldırarak Konya’da bulunduğumun da hiçbir tarafa bildirilmemesini temîn ettim.
20 Ağustos 338 günü öğleden sonra saat dörtte Garp Cephesi Karargâhı’nda, yani Akşehir’de bulunuyordum. Kısa bir müzakereyi müteakib 26 Ağustos 338 sabahı düşmana taarruz için Cephe Kumandanı’na emir verdim.