Efendiler, Başkumandan Muharebesi’nin neticesine kadar hergün büyük muvaffakiyetlerle inkişaf eden taarruzumuzu tebliğ-i resmîlerde gayet ehemmiyetsiz harekâttan ibaret gösteriyorduk. Maksadımız, vaziyeti mümkün olduğu kadar cihandan gizlemekti. Çünkü düşman ordusunu tamamen imhâ edeceğimizden emin idik. Bunu anlayıp, düşman ordusunu felâketten kurtarmak isteyeceklerin yeni teşebbüslerine meydan vermemeyi münasip görmüş idik. Fi’l-hakika bizim hareketimizi hissettikleri zaman ve taarruzumuzu müteakib mürâcaatlar vâki olmuştur. Meselâ, taarruz etmekte bulunduğumuz sırada İcra Vekilleri Reisi olan Rauf Bey’den, mütareke hakkında İstanbul’dan iş’âr vuku bulduğuna dair 4 Eylül 338 tarihli bir telgraf almıştım. Verdiğim cevap aynen şudur:
Tel makama mahsustur
|
5.9.338
|
C: Anadolu’daki Yunan ordusu suret-i kat’iyede mağlûp edilmiştir. Yunan ordusunun artık yeniden ciddî bir mukavemet ibrâzına ihtimal yoktur. Anadolu için herhangi bir müzakereye mahal kalmamıştır. Mütareke, ancak Trakya için mevzu-i bahis olabilir. Binâenaleyh Eylül’ün onuna kadar doğrudan doğruya Yunan hükümeti veyahut İngiltere vasıtasıyla, Hükümetimize resmen mürâcaat ettiği takdirde ber-vech-i âti şerâit dermeyan edilerek cevap verilmelidir. Bu tarihten, yani Eylül’ün onundan sonra vâki olacak mürâcaatın cevâbının başka olmak ihtimali vardır. Bu takdirde keyfiyet ayrıca taraf-ı âcizâneme bildirilmelidir:
1) Mütarekenin tarihinden itibaren on beş gün zarfında Trakya 1914 hudutlarına kadar bilâ-kayd ü şart Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin memûrîn-i mülkiye ve kuvâ-yı askeriyesine teslim edilmiş bulunacaktır.
2) Yunanistan’daki üseramız on beş gün zarfında İzmir, Bandırma ve İzmit limanlarında teslim olunacaktır.
3) Yunan ordusunun üç buçuk seneden beri Anadolu’da ika’ ettiği ve icrâ eylemekte bulunduğu tahribatı tamir etmeyi şimdiden taahhüt edecektir.
Başkumandan Mustafa Kemal