Nutuk/12. bölüm/Muhtelif devletlerle vuku bulan resmî ve gayr-i resmî birtakım temaslar
Muhterem Efendiler, 337 senesi zarfında, muhtelif devletlerle resmî ve gayr-i resmî birtakım temaslar vuku buluyordu. Türk-Rus temas ve münasebatı müsbet bir istikamette inkişaf ediyordu. Fransızlardan mâadâ, İtalyanlar ve İngilizlerle de temaslar olmuştur. 337 senesi Haziran’ında su-i tefehhümü mûcib olmuş bulunan bir meseleyi zikredeceğim. 13 Haziran 337’de Kuvâ-yı İtilâfiye Başkumandanı General Harrington’un mukarribîninden olduğunu ifade eden Binbaşı Henry ve Sturton namında iki zâbit motorla İnebolu’ya geldiler. Bu zâbitler; General Harrington tarafından şu tebligatta bulundular: Ben, bir torpido ile İnebolu’dan İstanbul’da Boğaziçi’nde Harrington’un yalısına gideyim. Orada General ile sulh esâsâtı üzerinde anlaşayım. İngiltere’nin istiklâl-i tâmmımızı kabul ettiğini ve Yunanlıların topraklarımızdan çıkarılacaklarını ve mesâil-i sâire üzerinde münakaşanın mümkün olduğunu söylemişler. Bu zâbitlere verilen cevapta, benim İstanbul’a gitmeyeceğim ve General Harrington’un İnebolu’ya gelip o sırada orada bulunan Refet Paşa ile görüşmesinin münasip olacağı bildirilmişti.
18 Haziran 337 tarihli bir telgraf da İstanbul’da Hamit Bey’den vürûd etti. Bu telgrafname meali şöyle idi: Burada mevki-i resmîsi olan bir İngiliz, İngiltere’nin İstanbul’da en büyük makamı namına bugün bendenize mürâcaatla serî bir sulha vâsıl olmak için müzakereye hazır bulunduklarından Mustafa Kemal Paşa Hazretleriyle hemen münasebata girişmek arzu ettiklerini ve cevâb-ı serîe muntazır bulunduklarını arza delâlet etmemi ricâ etti.
Hamit Bey’e verilen cevapta, müzâkerâta hazır olduğumuz bildirilmişti.
5 Temmuz 337’de Zonguldak’a gelen bir İngiliz torpidosu General Harrington’dan bana bir mektup getirmişti. Tercümesi Ankara’ya telgrafla bildirilen bu mektup şu idi:
Kumandan Henry vasıtasıyla aldığım habere nazaran zât-ı âlileri bana bir askerin bir askerle görüşmesi kabilinden bazı mütâlaat dermeyan etmek arzusunda bulunuyorsunuz. Böyle olduğu takdirde zât-ı âlilerince muvâfık görülecek bir günde İnebolu’da veyahut İzmit’te zât-ı âlilerine mülâki olmak üzere Ajax zırhlısıyla azîmet için Britanya Hükümeti tarafından mezuniyeti hâiz bulunuyorum ve vaziyet hakkında arzu buyurulduğu takdirde son derece vâzıh ve serbest bir surette teati-i efkâr eylemeye hazırım. Mütâlaatınızı dinlemeye ve bunları berâ-yı tetkik İngiltere Hükümeti’ne tebliğe mezunum. İngiltere Hükümeti namına ne icra-yı müzakere, ne de mükâleme için hiçbir sıfat-ı resmiyeyi hâiz değilim. Mülâkatın İngiliz zırhlısında vukuu lâzımdır. Zırhlıda zât-ı âlileri, kendilerine lâyık bir surette kabul edilecektir. Karaya avdetlerine kadar hürriyet-i kâmileyi hâiz bulunacaklardır. Bu suret kabul edildiği takdirde zât-ı âlilerine muvâfık gelecek tarih ve saatlerin lütfen tayinini ricâ ederim.
Bu mektup muhteviyâtına nazaran General Harrington’la temas arayan ve onunla görüşmek arzusunu izhâr eden ben olduğum anlaşılıyor. Halbuki hakikat, böyle değildi. Onun için General Harrington’a şu cevâbı verdim:
Zonguldak’a göndermiş olduğunuz mektup tercümesini bugün Ankara’ya bildirdiler. Aramızda vâki olacak mükâlematın bir su-i tefehhüm üzerine müesses olmaması için âtideki husus üzerine dikkatinizi celbe mecburum. 13 Haziran tarihinde Binbaşı Henry ve rüfekası İnebolu’ya gelerek zât-ı âlilerinin, Binbaşı Henry tarafından Refet Paşa’ya teklif edilmiş olan esaslar üzerinde benimle görüşmek arzu ettiğinizi beyan etmişlerdi. Nitekim bu cihetler Binbaşı Henry tarafından size hitaben yazılıp bir sureti, tarafından mümza olarak bize bırakılmış olan mektupta beyan edilmiştir. Aramızda başlayan doğrudan doğruya muhhaberâtın mukaddimesi bundan ibarettir. Metâlib-i milliyemiz, zât-ı âlilerince malûmdur. Millî topraklarımızın düşmanlardan tamamıyla istihlâsı, hudûd-ı milliyemiz dahilinde siyasî, malî, iktisadî, askerî, adlî, harsî istiklâl-i tâmmımız esası kabul edildiği takdirde müzâkerâta girmeye âmâde olduğumuzu beyan ederim. Binbaşı Henry tarafından size izah edilen esbâba binâen, müzâkerâtın zât-ı âlilerine fevkalâde hüsn-i kabul gösterilecek olan İnebolu kasabasında ve karada vâki olması tarafımızdan muvâfık görülmüştür. Bu nikat-ı nazarda, aramızda mutabakat-ı efkâr olup olmadığını tasrih edecek cevâbınıza intizâr ediyorum. Maksad-ı âliniz, sadece vaziyet hakkında teati-i efkâr ise. Bunun için rüfekamızdan birini memur edebiliriz.
Bu mektuba bir cevap gelmedi. Ancak Temmuz’un yedinci günü, İstanbul’da Hamit Bey’i gören İngiliz Maslahatgüzarı Mösyö Rattigan bir tacir sıfatıyla Anadolu’ya gelen Binbaşı Henry’ye General Harrington oradaki İngiliz üserasının mevki ve sıhhatlerinden haberdâr olmaya çalışmasını ve kabilse millî orduların İstanbul’a doğru harekâta devam edip etmeyeceklerinin Mustafa Kemal Paşa’dan tahkikini tenbih eylediği cihetle, Binbaşı Henry’nin bundan mâadâ teşebbüsâtta bir gûne salâhiyeti olmadığı bildirilmiş.
Efendiler, 338 senesi Ağustos’una kadar da garp devletleriyle müsbet manada ciddî münasebetler vuku bulmadı. Memleketimizde bulunan düşmanları silâh kuvvetiyle çıkarmadıkça, çıkarabilecek mevcudiyet ve kudret-i milliyemizi fiilen isbât etmedikçe, diplomasi sahasında ümide kapılmanın câiz olmadığı hakkındaki kanaatimiz kat’î ve daimî idi. En doğru kanaatin bu olduğunu, bu olacağını, tabii olarak kabul etmek muvâfıktır. Fi’l-hakika bugünün şerâit-i hayatiyesi içinde bir ferd için olduğu gibi, bir millet için dahi kudret ve kabiliyetini eser-i fiilî ile izhâr ve isbât etmedikçe itibar ve ehemmiyet intizârında bulunmak beyhudedir. Kudret ve kabiliyetten mahrum olanlara iltifat olunmaz. İnsanlık, adâlet, mürüvvet icâbatını, bütün bu evsâfı hâiz olduğunu gösterenler talep edebilir.