Nasıl Yâr Diyeyim Ben Böyle Yâre
Nasıl yâr diyeyim ben böyle yâre
Mecnun edip çöle (çöle) saldıktan sonra
Alemin bağına bülbüller konmuş
N'idem benim gülüm solduktan sonra
Karadır kaşların keman istemem
Şu gönlümde özge mihman istemem
Ölsem de derdime derman istemem
Ok vurup sinemi deldikten sonra
Coşkun çaylar gibi çağlamayan yâr
Gönlünü gönlüme bağlamayan yâr
Benim şu derdime ağlamayan yâr
Daha ağlamasın ben öldükten sonra
Pir Sultan Abdal'ım sürem bu yolu
İnsan-ı kâmilin olmuşam kulu
İster yağmur yağsın isterse dolu
N‘idem ben ummana daldıktan sonra
Nesini sorarsın düşkün halimin
Çoktan beri yatar hastadır gönül
Alışmış gurbete göçmüş elinden
Abdala karışmış post’tadır gönül
Kişiye acaptır müşkülü anmak
Pervaneler gibi odlara yanmak
Çetin olur dostum senden ayrılmak
Karalar bağlamış yastadır gönül
Kul Mustafa’m söyletmeyin deliyi
Pirim hünkâr Hacı Bektaş Veli’ yi
Dost elinden içirdiler doluyu
Şimdi sarhoş olmuş yastadır gönül
Kaynak: Erdem, Menşure Ezgi (2010). Erzincan Türküleri Üzerine Bir İnceleme (PDF) (Yüksek Lisans). Kırşehir: Kırşehir Üniversitesi. Erişim tarihi: 7 Haziran 2022.
|