Kemal Kılıçdaroğlu'nun 30 Mart 2019 Ankara mitinginde yaptığı konuşma
Eskişehirlilerin selamı var, önce üstüme düşen o selamı size aktarmış olayım. Orası da çok güzel, orada da insanlar mutlu, orada da insanlar yarını umutla bekliyorlar. Hep birlikte göreceksiniz güzel Türkiye’de bir bahar rüzgarı estireceğiz. En büyük arzum o.
Bu eser Türkiye Cumhuriyeti Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 32. maddesinin şartları altında Vikikaynak'ta yer almaktadır. İlgili madde:
|
||
Siyasete girdiğim tarihten bu yana bu kadar düzeysiz bir seçim sürecini hiç yaşamadım. Ne kadar bel altı vuruşlar varsa, ne kadar iftiralar varsa hepsini gördük, hepsinin tanığı sizlersiniz. Bu ülkenin sevimli güzel insanları, vicdanlı insanları; her türlü iftirayı attılar ama ne yaparlarsa yapsınlar güneş balçıkla sıvanmıyor. Ne yaparlarsa yapsınlar biz bu ülkeye hizmet için yolumuza devam edeceğiz. Kiminle? Sizlerle. Kiminle? Vatandaşla. Bunun mücadelesini vereceğiz.
Şimdi sizden isteğim, yarın sabah güzel bir kahvaltı yapacaksınız sonra beraber eşiniz, yakınınız, dayınız, teyzeniz, çocuğunuz ne varsa hep beraber bir bahar havası içinde, bir bahar atmosferi içinde sandığa gideceksiniz ve oylarınızı kullanacaksınız. Çankaya’da oturuyorsanız malum Çankaya Belediye Başkanımıza, eğer başka bir yerde oturuyorsanız yani diyelim ki İYİ Partinin belediye başkan adayı var İYİ Partinin belediye başkan adayına oyumuzu vereceğiz, sonra hep beraber Ankara’nın başkentin onurlu bir ismi var, bir Ankaralı var, bir Seymen var, Mansur Yavaş’a oy vereceğiz.
Mansur Başkan'a tahammül edemiyorlar, her türlü iftirayı attılar her türlü ama. Niye tahammül edemiyorsunuz, hangi gerekçeyle tahammül edemiyorsunuz, ne yaptı size? Sadece şunu söyledi, “Ben Ankara’yı gerçekten de iyi yöneteceğim, Ankaralılar arasında hiçbir ayrım yapmayacağım” dedi. “Ben kazandığım takdirde Ankaralılar kazanacak” dedi. “Ankara’nın makus talihini değiştireceğim” dedi. “Ankara’da asgari ücreti net 2 bin 200 lira yapacağım” dedi. “Ankara’da hiçbir işçinin işine son vermeyeceğim” dedi. “Ankara’yı çağdaş bir kent yapacağım” dedi. “Ankaralıları seviyorum ve onlara hizmet edeceğim” dedi. “Hizmetimin saati olmayacak, 24 saat çalışacağım 24 saat kapım açık olacak” dedi. Başka ne desin? “Yeşil bir Ankara yapacağım” dedi. “Herkesin karnının tok olduğu, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Ankara yapacağım” dedi. Ne istiyorsunuz peki o zaman Mansur Yavaş’tan? Çıkarsınız dersiniz ki Mansur Yavaş şunları yapacağım dedi, biz de şunları yapacağız, rekabetse rekabet, ama onu yapmıyorlar, hedef belirlemiyorlar, sadece karalama ve iftira üzerinden.
Tabi sadece Mansur Başkan için değil diğer belediye başkanlarımız içinde aynı ama aynı yolu izlediler. Ne yaparlarsa yapsınlar yolumuza devam edeceğiz, kararlılıkla devam edeceğiz, vatandaşı kucaklayacağız, onlar gibi kesinlikle olmayacağız. Bize oy vermeyen vatandaşa da saygı duyacağız. Onların da belediyeden güzel ve iyi hizmet alması lazım. Onların çocuklarının da parklarda oynaması lazım, onların çocuklarının da yatağa aç girmemesi lazım. Bunu biz yapacağız yani Cumhuriyet Halk Partisi yapacak, yani Mustafa Kemal’in partisi yapacak, yani çağdaşlığı, uygarlığı savunan parti yapacak.
Bir şey daha, İYİ Partiyle işbirliği yaptık, Saadet Partisiyle de dirsek temasımız oldu. Bazı yerlerde, bazı illerde, ilçelerde Saadet Partisinin adayına oy verdik, diğer yerlerde İYİ Partinin belediye başkan adayı varsa ona oy vereceğiz, onlar da CHP’li belediye başkan adayı varsa onlara oy verecekler. Şu soru çok önemli, bu işbirliğini neden yaptık? Bu işbirliğini demokrasi için yaptık. Bu işbirliğini Türkiye’yi aydınlığa çıkarmak için yaptık. Bu işbirliğini toplum gerginlikten uzaklaşsın diye yaptık. Bu işbirliğini siyasette bir hizmet yarışı algısını güçlendirmek için yaptık. Bu işbirliğinin sonucunda eğer CHP’li, İYİ Partili, Saadet Partili, Demokrat Partili belediye başkan adayları çok daha fazla olursa hep birlikte dünyaya şu mesajı vereceğiz; bütün baskılara rağmen, medyanın yüzde 95’inin kontrol altında tutulmasına rağmen, bütün iftiralara rağmen, bütün baskılara rağmen Türkiye’de halk demokrasiden yana tavrını koydu diyeceklerdir. Bu bizim için en temel göstergedir.
Bu arada kamu görevlilerine de seslenmek isterim. Önce şunu ifade edeyim, gerek salon toplantıları gerekse miting yaptığımız pek çok yerde bizim güvenliğimizi sağlayan polis arkadaşlarıma yürekten teşekkür ederim. Onlar gerçekten de bizim güvenliğimizi sağlamak için bizimle beraber günün 24 saatinde görev yaptılar. Bütün kamu görevlilerine bu bağlamda teşekkür ederim, halkın polisi oldukları sürece benim başımın üstünde yeri vardır.
Yarın sandıklara gideceğiz oyumuzu kullanacağız. Ondan sonra tahrikler yapabilirler, saldırılar yapabilirler, gayet sakin olacağız. Bütün sandıkları gözden geçireceğiz ve denetleyeceğiz, ıslak imzalı tutanakları alacağız, onları bizim belediye başkanlarının yanında çalışan, aynı zamanda partimizde görevli olan partililerimiz ve gönüllerimiz tarafından ıslak imzalı tutanaklar alınacak Genel Merkeze gönderilecek. Bundan herkesin emin olmasını istiyorum. Diğer siyasal partilerle de, yani Millet İttifakını oluşturan diğer siyasal partilerle de işbirliğimiz bu bağlamda devam ediyor. O açıdan tahriklere kapılmayın. Tahrik edebilirler, provokasyon yapabilirler, bütün bunları büyük bir sükûnetle geçiştireceğiz.
Akşam Allah’ın izniyle, sizlerin takdiriyle Mansur Yavaş Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığını alacak. İtirazlar edilecek, ben bunları da çok iyi biliyorum. Ama sandıkları asla ve asla terk etmeyeceğiz. Kamu görevlilerine seslendim siz bir siyasal partinin memuru değilsiniz, sizin tabi olduğunuz yasanın adı devlet memurları kanunu. Yani her biriniz birer kamu görevlisisiniz, devletin görevlilerisiniz. Dolayısıyla bir siyasal partinin beklentilerine göre baskı kurmak veya şu veya bu şekilde toplumu yanıltmak gibi bir görevlerinin olmadığını düşünüyoruz ve olmaması gerekir. Bu bağlamda valisinden kaymakamına kadar bütün kamu görevlilerini uyarmak benim görevimdir. Herkesin oturup doğru dürüst görev yapması lazım ve hukuk içinde görev yapması lazım.
Tabi Ankara’da Mansur Yavaş seçilecek. İnşallah göreceksiniz İstanbul’da Ekrem İmamoğlu seçilecek. Zeydan Karalar Adana’dan seçilecek. Dolayısıyla baktığınız zaman Türkiye’de herkesin nefes aldığı yeni bir atmosfer çıkacak ortaya. Ve hep beraber sevinç içinde yaşayacağız ve diyeceğiz ki sandığa gittik, uğraştık, çalıştık, emek harcadık, arkadaşlarımızı ikna ettik, ikna etmeye çalıştık ve Türkiye’de demokrasiyi inşa ettik. Bu oy kullanan ve CHP’ye oy veren herkesin ama herkesin önemli bir görev üstlendiğini gösterir. Herkes önemli bir görev üstlenmiş olacaktır.
Efendim hepinize teşekkür ediyorum, sağ olun, var olun diyorum. Çalıştık hepimiz çalıştık, hepimiz emek harcadık. Çalışmak güzel bir şey, emek harcamak güzel bir şey. Dediğim gibi bütün amacımız hepimizin huzur içinde yaşadığı bir Ankara. Bütün amacımız hepimizin huzur içinde yaşadığı bir İstanbul. Yani 81 ili saysak 81 ilde de hepimizin huzur içinde yaşayacağı bir Türkiye’yi düşlüyoruz ve bunun için mücadele ediyoruz ve bunun için çalışıyoruz. Çocuklarımız güzel okullara gitsin, hiçbir çocuk yatağa aç girmesin, her evde huzur olsun, her evde bereket olsun. İnsanlar birbirlerini tanımasalar bile güler yüzle selam verebilmeliler ve Türkiye bu atmosferi mutlaka yakalamalıdır. Ankara’da bunu yapacak olan ismi biliyorsunuz değil mi? Mansur Başkan gerçekten de Ankara’ya yakışan bir Başkan, Cumhuriyete yakışan bir Başkan. Ankara’yı çağdaş bir kent haline getirecek olan bir Başkan. Ankara’yı bir dünya markası haline getirecek olan bir Başkan. Ben ona güveniyorum, siz de ona güvenin. Hep birlikte güveneceğiz, hep birlikte oy vereceğiz ve hep birlikte mutlu olacağız. Hep birlikte bahar şarkıları söyleyeceğiz. Hep birlikte mücadele ettik, hep birlikte mücadelenin sonunda birbirimizi kutlayacağız. Asla hiç kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Mansur Yavaş’ın kazanması demek 6 milyonluk Ankara’nın kazanması demektir.
Dolayısıyla kimseyi ötekileştirmeden Mansur Yavaş bütün Ankara’yı kucaklayacaktır. Kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, genciyle, çocuklarıyla, büyükleriyle, dedeleriyle herkesi kucaklayacaktır ve hepinize selamlar, saygılar sunacaktır. Kapısı açık olacaktır, huzur içinde bir Ankara’da yaşamamızın yollarını mutlaka ama mutlaka bulacaktır.
Hepinize yürekten teşekkür ediyorum, sağ olun, var olun diyorum.