TERKÎB-İ BEND’DEN

Mersiye-i Hazret-i Süleymân Hân aleyhi’r-rahmetü ve’l-gufrân

(Birinci bend)

Ey pây-bend-i dâm-geh-i kayd-ı nâm ü neng

Tâ key hevâ/yi meşgale-i dehr-i bî-direng

An ol günü ki âhir olub nev-bahâr-ı ömr

Berg-i hazana dönse gerek ruy-ı lale-reng

Âhir mekânının olsa gerek cür’a gibi hâk

Devrân elinde irse gerek câm-ı ayşa seng

İnsân odur ki âyine veş kalbi sâf ola

Sînende n’eyler âdem isen kîne-i peleng

İbret gözünde niceye dek gaflet uyhusu

Yetmez mi sana vâkıa-i şâh-ı şîr-çeng

Ol şeh-süvâr-ı mülk-i saâdet ki rahşına

Cevlân deminde arsa-i âlem gelürdi teng

Baş eğdi âb-ı tîğına küffâr-ı Engerüs

Şemşîri gevherini pesend eyledi Freng

Yüz yire kodu lûtf ile gül-berg-i ter gibi

Sanduka saldı hâzin-i devrân güher gibi

(İkinci bend)

Hakka ki zîb ü ziynet-i ikbâl ü câh idi

Şâh-ı Skender-efser ü Dârâ-sipâh idi

Gerdûn ayağı tozuna eylerdi ser-fürû

Dünyâya hâk-ı bâr-gehi secde-gâh idi

Kem-ter gedâyı az atâsı kılurdu bây

Bir lûtfu çok mürevveti çok pâd-şâh idi

Hâk-ı cenâb-ı Hazreti der-gâh-ı devleti

Fuzl u belâgat ehline ümmîd-gâh idi

Hükm-i kazâya virdi rızâyı egerçi kim

Şâh-ı kazâ-tüvân ü kader-dest-gâh idi

Gerdûn-ı dûna zâr ü zebûn oldu sanmanuz

Maksûdu terk-i câh ile kurb-ı İlâh idi

Cân ü cihânı gözlerimiz görmese n’ola

Rûşen cemâli âleme hurşîd ü mâh idi

Hurşîde baksa gözleri halkın dolagelür

Zîrâ görünce hâtıra ol meh-likaa gelür

(Beşinci bend)

Gün doğdu şâh-ı âlem uyanmaz mı hâbdan

Kılmaz mı cilve hayme-i gerdûn-cenâbdan

Yollarda kaldı gözlerimüz gelmedi haber

Hâk-i cenâb-ı südde-i devlet-meâbdan

Reng-i izârı gitdi yatur kendü huşk-leb

Şol gül gibi ki ayru düşübdür gül-âbdan

Gâhî hicâb-ı ebre girer Husrevâ felek

Yâd eyledikçe lütfunu terler hicâbdan

Tıfl-ı şirişki yerlere girsün duâm odur

Her kim gamından ağlamaya şeyh u şâbdan

Yansun yakılsun âteş-i hecrinle âftâb

Derdinle kara çullara girsün sehâbdan

Yâd eylesün hünerlerüni kanlar ağlasun

Tîğın boyunca kara batsun kırâbdan

Derd ü gamınla çâk-i girîban idüb kalem

Pirâhenini pâralesün gussadan âlem

(Altıncı bend)

Tîgın içürdü düşmene zahm-ı zebânları

Bahsetmez oldu kimse kesildi lisânları

Gördü nihâl-i serv-i ser-efrâz-ı nizeni

Ser-keşlik adın anmadı bir daha bânları

Her kande bassa pây-semendin nisâr içün

Hânlar yolunda cümle revân etdi kanları

Deşt-i fenâda murg-ı hevâ durmayub döner

Tîgın Hudâ yolunda sebîl itdi cânları


Şemşîr gibi rûy-ı zemine taraf taraf

Saldın demür kuşaklı cihân pehlevânları

Aldun hezâr büt-kedeyi mescid eyledin

Nâkuus yerlerinde okutdun ezânları

Âhir çalındı kûs-ı rahîl itdin irtihâl

Evvel konağın oldu cinân bûstânları

Minnet Hudâya iki cihânda kılub saîd

Nâm-ı şerîfin eyledi hem gaazi hem şehîd


Kaynak:

Telif durumu:

Bu maddede yer alan eserin telif bilgisi belirsizdir.
Vikikaynak'ta yalnızca telif hakkı serbest, kamu malı statüsünde olan ya da telif haklı saklı olmakla birlikte, yasal koruma süresi dolduğu için telif hakkı serbest hâle gelmiş eserler yer alabilir. Karışıklığa yer verilmemesi için, eserlerin telif bilgisinin maddede yer alması gerekir. Aksi takdirde, maddede olası bir telif hakkı ihlali söz konusu olabilir. Bu durum da maddenin silme politikası gereğince silinmesine yol açar.
Maddeye eserin telif hakkı bilgisini girerek Vikikaynak'a katkıda bulunabilirsiniz.