Everek Dağı'nın öyküsü
Efendim, bizim oralar çok dağlık bölgelerdir. Bu yüzden çok avcılarımız, pek çok avcı hikâyelerimiz olur. Bu anlatacağım hakikaten olmuş bir hikâyenin eseridir. Bir ananın, bir babanın tek bir oğludur. El bebek, gül bebek büyütülmüş delikanlı çok güzel ata biner ve çok iyi nişancıdır, avcıdır. Köyün, genç kızlarının gözdesi olan gencin, hiçbir gelinde, hiçbir kızda gözü yoktur. Onun derdi, dağlara, geyik avına çıkmaktır, gününü dağlarda geçiren delikanlı, nihayet bir gün Everek Dağı'nda avlandığı sırada, bir ceylan, onu sarp kayalara doğru çeker. Genç ceylanın peyine düşer, fakat bulamaz. O sırada yalçın kayalardan ayağı kayar ve kendi tüfeğiyle kendi kendini vurur. Çok yalçın kayalardır, aranır fakat bulunamaz. Nihayet babası, dağlarda ağlaya ağlaya oğlunu arar. Yalnızca tek iskarpinini bulur. “Şu anlımda ne bitmedik yazı var, iskarpininde bir incecik tozu var” diyor. Hikâye bundan ibarettir.
Kaynak: KAYMAKÇIOĞLU, Nimet Bülbül (2009). Ahmet Gazi Ayhan'ın Hayatı ve Sanat Hayatı (Yüksek Lisans). İstanbul Teknik Üniversitesi.
|