Bir Sandığım Vardır Sırmadan Telden
Bir sandığım vardı telden sırmadan;
Bir çift balam vardı gülden goncadan;
Seyran kadın saçın yolsun durmadan;
Gide de gelmeye kötü seneler.
Seneler seneler hayın seneler
Gide de gelmeye kötü seneler
İşte böyle, böyle hal deli gönül
İster ağla ister gül deli gönül
Kuşmuyduz uçtuz körpe yaşızda;
Cenazeniz yuna yarın başında;
Mezarız kazıldı köyün başında;
NAKARAT
Osman Çavuş gelir elsiz ayaksız.
Körpe yavrularım yandı kundaksız.
Bize taksimat bu kaldık otağsız.
NAKARAT
Bir yanım Erzincan vermem Bayburdu,
Yıkılsın düşmanım tahtiylan yurdu.
Sağolasın anam beni doğurdu.
NAKARAT
Tutuştu ağıllar, dört bir yan yandı;
Yavrularım beşiğinden uyandı;
Herkes ağlıyordu her taraf kandı.
NAKARAT
Akşamdan yükleri tay eylemişler;
Sabahtan öküze hoo eylemişler.
Erzurum satılmış pay eylemişler.
NAKARAT
Bir sandığım vardı sırmadan telden;
Bir çift yavrum vardı tomurcuk gülden.
Nasıl ayrılayım gül yüzlü yardan?
Oğul Palandöken kar yine
Geç gelir bahar yine
Oğul çıkar bahar yollara
Ela gözlü yar yine
Kaynak: Güven, Merdan (2005). "Türkiye Sahasındaki Hikâyeli Türküler Üzerine Bir Araştırma (Doktora Tezi)" (PDF). Erzurum. 14 Kasım 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi.
|