Alıver Anneciğim Alıver Çantamı Asayım Koluma'nın öyküsü
Zaman, asrımızın başları. Balkanlar karışmakta. İnşallah asrın sonu, asrımızın başına benzemez ve insanlar tarihten ders almasını öğrenmiştir. Zaman, asrımızın başları dedik. Birinci Balkan Harbi yılları. 1910’lu, 1911’li yıllar. İskeçe’nin yaka köyleri Kireççiler, Mursalli, Kızalcı, Murasal, Celepli. Hepsi zengin köyler. Bu karışık yıllarda, çocuğunu askere göndermek istemeyen zenginler, paralarının gücü ile oğullarının askerliklerini satın alırlar.
İşte bu köylerden birinde veya diğer çevre köylerden bir zengin, oğlunun isteğine rağmen askerliğini satın almaz ve oğlunu askere gönderir. Bu sırada Bulgarlar, Karasu boyunca güneye doğru inmektedir. Türk güçleri de Kurlar’dadır. Öte yandan Çal Dağı’na istihkâmlar kazılıp, düşmanın güneye doğru inmesi engellenir. Halk arasında Çal Dağı’nı savunan askere “Çal Ordusu’” denmektedir.
Neticede Bulgarlar, Kurlar Köyü’nü yakar, halk da geçici olarak Kireççiler’de kalır. Tabii bu arada Dağ Horazlusu, Hisinköy (Hüseyin Köy) Sarınç ve diğer köyler işgale uğrar. Bu köyler Karpuz Tepe’nin kuzeyinde olup mübadeleye tabi tutulmuş köylerdir.
Her neyse biz olayımıza dönelim. Askere giden gencin sonu bilinmez. Ama “Kurlar Kışlaları” isimli türkü dillerde kalır. Yıllarca babalarımızın, dedelerimizin düğünlerde söyledikleri bu türkü, şimdilerde pek az kişi tarafından bilinmektedir.
Kaynak: Güven, Merdan (2005). "Türkiye Sahasındaki Hikâyeli Türküler Üzerine Bir Araştırma (Doktora Tezi)" (PDF). Erzurum. 14 Kasım 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi.
|