Aşk imamdır bize


Aşk imamdır bize, gönül cemaât,
Kıblemiz dost yüzü daimdir salât.

Dost yüzün görücek, şirk yağmalandı,
Anınçün kapıda kaldı şeriat.

Gönül secde kılar, dost mihrabında,
Yüz yere vuruban eder münacat.

Münacat gibi vakt olmaz arada,
Kim ola dost ile bu demde halvet.

Biz kimse dinine hilaf demeziz,
Din tamam olucak doğar mûhabbet.

Erenler nefesi devletli rumûz,
Onunla fitneden olduk selâmet,

Kalu bela dedik evvel ki demde,
Dahi bugündür o dem-ü bu saat.

Derildi beşimiz, bir vakte geldi,
Beşi bir eyleyip, kim kıla tâat.

Şeriat eydur, sakın şartı bırakma,
Şart ol kişiye kim ede hiyanet.

Doğruluk bekleyen dost kapısında,
Gümansız ol bulur ilâhi devlet.

Yunus ol kapıda kemine kuldur,
Ezelden ebede dektir bu izzet.



Şirk : Allaha ortak koşma
Mihrab : Kıbleyi gosteren yer
Münacat : Yalvarma
Halvet : Yalnız kalma
Beli : Yaratılan ruhların Allaha verdikleri söz (Evet sen rabbimizsin anlamında)
Rumuz : İşaret, söz, simge
Kâlû : (Â, uzun okunur) Dediler. Onlar söylediler (meâlinde fiil)
Bela : Evet (Nefiyden sonra isbat için söylenir). Meselâ: Kur'ân-ı Kerim'de mezkûr; Cenab-ı Hakkın ruhlara karşı, "Ben Azîmüşşan sizin rabbiniz değil miyim?" diye sorduğunda, ruhlar - Yâni: "Evet sen bizim Rabbimizsin" dediler.
Fitne : Hile, ayartma
Kavl : Söz
Derilmek : Düzenlenmek
Hilaf : Karşı, aksi
Güman : Şüphe
Kemine : Aciz, en değersiz