Şehzade Bayezid Mektubu

Mevlânâ Fuzûli aleyhi rahmetun be Bayezid Çelebi nâmi ki Rûmi bude nuviste der cevâbii mektub-i merkum-i Bayezid Çelebi

Etani kitabun bel riyazun münevverun, le-kad zadeni min nevrihin-nuri fi'l-basari. misalun bi-husni 'l-ihtimami. Musavverun ale 'l-letafi il-elvâhi fi ahseni 's-suveri. suturun ke-eflâkin işârâtuha'ş-şuhübi. hutütun ke-aCsânİn ibârâtuha 'ez-zuhuru. fe-fi külli nesrin minhu kenzun min al müna. ve fi külli nazmın minhu ıkdun min ad-düreri. sahifetun inhavet fiha fünunu'l-ma'arifi ve hadikatun enşe'et minha gusunu'l-avarifi. murettebbetun bi-tevşihi s-sanayti ke'l-bcyti'l-ma'muri ve müzeyyenetun bi-terşihi'l-bedayi'i ke'l-ravzı'l-mamturi. verrede vuruduha hada, ika'n-nevazırı ve hallet bi-hulumiha's-semeretu fi'z-zama'iri. teelleme minha su'u'I-amaIi ve zale ve terenneme fiha lisanu'l-hal ve'l-kal. baz ebri sebze-i pejmurde-i ra ab dad + nevbahari har-i huşki ra gul-i sirab dad + dide-i devlet zi habi na ümidi geşt baz + dest-i himmet kufl-i ebvab-i emel ra tab dad + kasıdi amed muhib ban-i kadimu'l-ahd ra+behr-i tecdid-i safa peygami, ez ahbab dad. müceddeden cevahir-i nikât-i şekve-engiz-i inayet-mazmun ve zevahir-İ lûgat-i şikâyet-âmiz-i şefkat-meknun edviye-i etıbba' gibi telh-tacm ve rahat-feza ve peymane-i şahba gibi ciğer-suz ve dil-güşa ki evani-i nazm ve nesre mevzu' ve eyadi-i hadd ü hasra mevdu' olunup tarik-i te'dib-i erbab-i gaflet sebil-i tenbih-i eshab-i hayretten irsal olunmuş, isal olundukta can istikbal-i idrak-i deka'ikine azim ve cenan istihsal-i esrar-i haka'ikine câzim olup mütalea Ve müşahadeden sonra dide-i can mefhumundan manzara-i canan kılup meşam-ı cenan-ı merkumundan istişmam-i rayiha-i cihan itdi. amma ekser-i hikâyeti şikâyet-nümune ve evfer-i kitabeti kinayet-gune olmağın gazal-ı hayal merati' ve merabi'-i işarat-i şerifinden hamle-i şahin-i şikâyetten lerzan ve tayir-i hatır sahari ve berari-i iharât-i lâtifinden sadme-i ukab-i 'ıtabdan gürizan olup lisan-i hal ve zeban-i me'al ile terennüm ve tekellüm Udiler ki beyt: çı ber gerdim yareb ez çi ru rencide yar ez ma+çi vaki' şud çera ber daşt çeşm-İ i'tibar ez ma. hemana bir kaç gün insidad-i turuk-i tereddüd mani'-i irsal ve izhar-i teveddüd inkıta'-i sübül-i tesavur ve tevarüd katı-i isal-i asar-i tefekkud olmagla gubar-i su' sine-i mir'at-i zamirünüze reng-i küduret yetüp suret-i mahabbet mahv olmuş ve sarsar-i fesad i'tikad-ı gülşen-i hatır-i münirünüze halel verüp reng-i gülberk-i meveddet solmuş, mekun mekun ki nigu mahzaran çunın nekunend. hakka ki eğer nefes-i nefs hark-i berk-i fenada muntafi olsa mevkıd-i vücudumdan iltihab-ı niran-l hakikat intifa' bulmaz ve eğer rişte-i rabıta-i can u ten ve silsile-i alâka-i ruhu beden münhal ve münkatı' olsa rakabe-i iradetüm rıbka-i itaatten hariç olmaz, ger ber kunem dil ez tu vu ber darem en tu mihr + an mihr ber ki efgenem an dil kuca berem, ve dahi zevk-i istima'-i leta'if ve şevk-i idrak-î zara'if iktizasiyle bu seradan rifat-i süreyya ve katradan vüs'at-i derya umulup ve kalem-i sihr-perdazı füsun-saz idpü infaz-i aka'id-i elfaz ve ibraz-ı feva'id-i enfas olunmak murad olmuş, bedi'dir ki derya-yi zehhar irsal-i sehab ile müjde-i istihzar-i istihzar virmedin huşk-sal-i riyazetde sevahilden gül-i ra'na ve lale-i hamra, tevakki kıla ve bahar-i behcet-asar tahrik-i neşim İle gül çihresinden nikab almadın ve lâle ruhsarından bürka' salmadın hazan-i gamda zemzeme-i dil-güşa ve gulgule-i can-feza' tama ide. beli hemvare şem'-i şebistan-i devletdden külbe-i huzurun pür nur gören zulmet-seray-i vahşeti ne bilür. ve hemişe sehab-ı saadetden gülşen-i sürurm ma'mur bulan sümum-ı sahra-yi mihnet ehvalin ne tasavvur kılur. eğerçi zaman zaman istilâ-yi şiddet-i firak-i ahbab ve isti'la-yi hiddet-i iştiyak-i eshab müstelzim-i terk-i tavattun ve müsted'i-i selb-i temekkün olup bu zindan-i minnet ve zencir-i ihanetden istihraç ve istihlâs murad olunur, yine hızr-ı takdir girdab-ı belâde zevrak-ı metalibün ma'yub idüp ifşa-yi esrar-ı hikmet-intizarla teskin-i iztırab virür. emrine taarruz terk-i edebdürür ve eğerçi lâhza lâhza tügyan-ı sitem ve buhran-ı elem bani-i nefy-i makam-ı ma'ruf olup bu kudurethaneden karara firar galib ve ve bu viraneden azimete hizmet münasib görünür, yine müvekkel-i kaza habsgâh-i ana'da kayd-i taallukatum mazbut idüp yusüf-i sıkum izhar-i asar-i kudret- va'desi ile temkin-i inkılab virür. hükmünden tahallüf semere-i ta'abdur. ümid ki eyadi-i eyyam-ı müfakarat mümessik be ezyal-i hengâm-i muvasalat olup giriban-i amal matla'-i cemal-i visam olanadek tekâlib-i zaman nakş-i ahibbayi safha-i zamirünüzden götürmeye ve tesarif-i devran bünyad-i i'tikadunuza halel yetürmeye, tarik-i tazurru'dan me'mul budur ki harim-i hürmetde mahremiyet vaki' olup fursat düştükde sultanumuza arz-ı ubudiyet kılmakda ilifat diriğ olunmaya, vallahu'l-azim hizmet-i şerife teveccüh itmekden gayri murad yok amma kıllet-i mu'unetden mevani'i çok.

İlk kez Osmanlı İmparatorluğu'nda yayınlanan bu çalışma devletin uluslararası telif anlaşmalarına taraf olmaması sebebiyle kamu malıdır.