Mesnevi (Konuk)/1. Defter/2201-2250: Revizyonlar arasındaki fark
İçerik silindi İçerik eklendi
Metin eklendi. |
Metin eklendi. |
||
1. satır:
{{eser1
| önceki = [[Mesnevi/1/2151-2200|2151-2200]]
Satır 33 ⟶ 32:
'''2222.''' Vaktâ ki çok ağladı ve derdi hadden geçti, çalgıyı yere vurdu ve paraladı.<br>
'''2223.''' Dedi: Ey Allah'dan bana hicâb olmuş. Ey sen bana caddeden yol vurucusun.<br>
'''2224.''' Ey, yetmiş yıl benim kanımı içmiş; ey, senden huzûr-ı kemâlde yüzüm kara olmuş!<br>
'''2225.''' Ey atâlı, vefâlı olan Hudâ! Cefâ içinde geçmiş olan ömre rahmet et!<br>
'''2226.''' Hak bir ömür verdi ki, ondan her bir günün kıymetini cihânda kimse bilmez.<br>
'''2227.''' Ömrümü dembedem sarf ettim; hepsini zîr ü bemde üfürdüm.<br>
'''2228.''' Âh, makâm ve ırâk perdesinin hâtırasından, firâkın acı demi hâtırımdan gitti.<br>
'''2229.''' Vây! Zîrefkend-i hurdun tâzeliğinden, gönlümün ekini kurudu ve gönül öldü.<br>
'''2230.''' Vay ki, bu yirmi dört âvâzeden, kervân geçti ve gün vakitsiz oldu.<br>
'''2231.''' Ey Hudâ! Bu feryâd isteyiciden feryâd, adl ve ihsânı kimseden değil, bu adl ve ihsân isteyiciden isterim.<br>
'''2232.''' Kendi nasîbimi kimseden bulmam, ancak bana benden daha yakın olan O'ndan bulurum.<br>
'''2233.''' Bu benlik bana vakit vakit ondan erişir; binâenaleyh bu benim için kem olduğu vakit O'nu görürüm.<br>
'''2234.''' O kimse gibi ki, sana altın sayıcısı olur, sen nazarını onun tarafına tutarsın, kendi tarafına değil.<br>
'''2235.''' O girye ve nâle içinde böylece bu kadar yıllık kabâhatini saydı.<br>
<center><big>'''Emîrü'l-Mü'minîn Ömer'in (r.a.), onun nazarını'''</center></big>
<center><big>'''varlık olan makâm-ı giryeden, mestlik olan'''</center></big>
<center><big>'''makâm-ı istiğraka çevirmesi'''</center></big><br>
'''2236.''' Böyle olunca, Ömer ona dedi ki, senin bu ağlaman da, senin ayıklığının eseridir.<br>
'''2237.''' Fânî olmuşun yolu başka bir yoldur; zîrâ ayıklık dîğer bir günâhtır.<br>
'''2238.''' Mâ-mezâ yolundan ayıklık vardır; mâzî ve müstakbel sana Hakk'ın hicâbıdır.<br>
'''2239.''' Her ikisine ateş vur, ne zamâna kadar kamış gibi o her ikiden boğum boğum olursun?<br>
'''2240.''' Kamış ile boğum hem-râz oldukça, o dudağın ve sadânın hem-nişîni değildir.<br>
'''2241.''' Vaktâ ki sen kendinin tavfında bir tavf ile mürtedsin, hâneye geldiğin vakit de kendin ilesin.<br>
'''2242.''' Ey kimse! Senin haberlerin haber vericiden habersizdir; senin tövben günâhından beterdir.<br>
'''2243.''' Ey geçmiş hâlden tövbe isteyici olan sen, bu tövbeden ne vakit tövbe edersin, söyle!<br>
'''2244.''' Gâh bang-i zîri kıble edersin, gâh hüzün ile ağlamaya bûse vurursun.<br>
'''2245.''' Vaktâ ki Fâruk esrârın âyînesi oldu, ihtiyârın cânı içinden uyandı.<br>
'''2246.''' Mutrib cân gibi ağlamasız ve gülmesiz oldu; onun cânı gitti ve başka cân diri oldu.<br>
'''2247.''' O zaman, onun bâtınına bir hayret geldi ki, yerden ve gökten dışarıya gitti.<br>
'''2248.''' Cüst ü cûnun verâsından bir cüst ü cû ki, ben bilmiyorum, sen biliyor isen söyle!<br>
'''2249.''' Bir hâl ü kâl ki, hâl ve kâlin verâsındadır; Zü'l-Celâl'in Cemâl'inden gark olmuş.<br>
'''2250.''' Bir gark değil ki, ona bir halâs ola. Yâhut onu deryâdan gayri bir kimse anlıya.<br>
| |||