Yeni Ahit/Luka/12: Revizyonlar arasındaki fark

İçerik silindi İçerik eklendi
Iskenderbalas (Tartışma | katkılar)
içine metin eklenecek olan şablon eklendi
 
Iskenderbalas (Tartışma | katkılar)
Metin eklendi. Eklenen metin 1941 tarihinde yayımlanmış ve 2011 senesinde telif hakkı süresi sona ermiştir.
1. satır:
{{çalışma}}
{{eser1
| önceki = [[Yeni Ahit/Luka/11|Luka 11]]
Satır 8 ⟶ 7:
| notlar = Kaynak: Kitab-ı Mukaddes; Yayıncı: Kitab-ı Mukaddes Şirketi; İstanbul; 1941
}}
{{kısım||1}}O sıralarda, halktan binlerce kişinin birbirini ezecek kadar toplanmış oldukları zaman, İsa önce kendi şakirtlerine söylemeğe başladı: Ferisilerin mayasından sakının, o ikiyüzlülüktür.
{{kısım||1}}
{{kısım||2}}Fakat açılmıyacak örtülü, ve bilinmiyecek gizli şey yoktur.
{{kısım||3}}Bundan dolayı karanlıkta söylediğiniz her şey aydınlıkta işitilecek; ve iç odalarda kulağa söylediğiniz şeyler damların üzerinde ilân edilecektir.
{{kısım||3}}
{{kısım||4}}Fakat siz dostlarıma diyorum: Bedeni öldürüp de ondan sonra başka bir şey yapmağa kadir olmıyanlardan korkmayın.
{{kısım||4}}
{{kısım||5}}Fakat kimden korkacağınızı size göstereyim: Öldürdükten sonra cehenneme atmağa kadir olandan korkun; evet, size derim, ondan korkun.
{{kısım||5}}
{{kısım||6}}Beş serçe kuşu iki paraya satılmaz mı? Ve Allahın gözünde onlardan hiç biri unutulmuş değildir.
{{kısım||6}}
{{kısım||7}}Fakat başınızın saçları da hep sayılıdır. Korkmayın, bir çok serçelerden daha değerlisiniz.
{{kısım||7}}
{{kısım||8}}Ve size diyorum: Kim beni insanların önünde ikrar ederse, İnsanoğlu da onu Allahın melekleri önünde ikrar edecektir;
{{kısım||8}}
{{kısım||9}}fakat beni insanların önünde kim inkâr ederse, Allahın melekleri önünde inkâr olunacaktır.
{{kısım||9}}
{{kısım||10}}Ve kim İnsanoğluna karşı söz söylerse, ona bağışlanacaktır; fakat Ruhülkudüse karşı küfredene bağışlanmıyacaktır.
{{kısım||10}}
{{kısım||11}}Ve siz, havralar, reisler, ve hükümdarlar karşısına götürüldüğünüz zaman, nasıl ve ne cevap vereceğinizden, veya ne diyeceğinizden, kaygı çekmeyin;
{{kısım||11}}
{{kısım||12}}çünkü ne söylemek gerek idiğini o saatte Ruhülkudüs size öğretecektir.
{{kısım||12}}
{{kısım||13}}Ve halktan birisi İsaya dedi: Muallim, mirası benimle paylaşmasını kardeşime söyle.
{{kısım||13}}
{{kısım||14}}Fakat İsa ona dedi: Ey adam, beni üzerinize kim hâkim veya kassam koydu?
{{kısım||14}}
{{kısım||15}}Ve İsa onlara dedi: İyi bakın, ve kendinizi her türlü tamakârlıktan sakının; çünkü insanın hayatı kendisinde olan şeylerin çokluğunda değildir.
{{kısım||15}}
{{kısım||16}}Ve İsa onlara bir mesel söyliyip dedi: Zengin bir adamın toprağı bol mahsul verdi;
{{kısım||16}}
{{kısım||17}}ve o, içinden: Ne yapayım? çünkü mahsulümü koyacak yerim yok, diyerek düşünüyordu.
{{kısım||17}}
{{kısım||18}}Ve: Şunu yaparım, dedi, ambarlarımı yıkarım, daha büyüklerini bina ederim; bütün zahiremi, malımı, oraya korum.
{{kısım||18}}
{{kısım||19}}Ve canıma derim: Ey can, çok yıllar için toplanmış çok malın var; rahatına bak, ye, iç, safa sür.
{{kısım||19}}
{{kısım||20}}Fakat Allah ona dedi: Ey akılsız, bu gece canın senden isteniliyor; hazırladığın şeyler kimin olacak?
{{kısım||20}}
{{kısım||21}}Kendisi için hazine toplıyan, ve Allahın indinde zengin olmıyan kimse böyledir.
{{kısım||21}}
{{kısım||22}}Ve İsa şakirtlerine dedi: Bunun için sizlere diyorum: Ne yiyeceksiniz diye hayatınız için, ne giyeceksiniz diye bedeniniz için de, kaygı çekmeyin.
{{kısım||22}}
{{kısım||23}}Çünkü hayat yiyecekten, ve beden giyecekten daha üstündür.
{{kısım||23}}
{{kısım||24}}Kargalara bakın; onlar ne ekerler, ne de biçerler, ne kilerleri, ne de ambarları var; ve Allah onları besler; sizler kuşlardan ne kadar çok değerlisiniz!
{{kısım||24}}
{{kısım||25}}Sizden kim, kaygı çekmekle, boyunun ölçüsüne bir arşın katabilir?
{{kısım||25}}
{{kısım||26}}Şöyle ki, en küçük şeye bile gücünüz yetmez ise, kalanları için neden kaygı çekiyorsunuz?
{{kısım||26}}
{{kısım||27}}Zambaklara bakın, nasıl büyüyorlar; ne çalışıyorlar, ne de iplik eğiriyorlar; ve size derim, Süleyman bile, bütün izzetinde, bunlardan biri gibi giyinmiş değildi.
{{kısım||27}}
{{kısım||28}}Fakat Allah, bugün tarlada bulunan, ve yarın fırına atılacak olan otu böyle giydirirse, ey az imanlılar, sizi ne kadar ziyade giydirecektir?
{{kısım||28}}
{{kısım||29}}Siz ne yiyeceğinizi ve ne içeceğinizi aramayın, ne de vesvesede olun.
{{kısım||29}}
{{kısım||30}}Çünkü dünyanın milletleri hep bunları ararlar; Babanız da sizin bu şeylere muhtaç olduğunuzu bilir.
{{kısım||30}}
{{kısım||31}}Fakat siz onun melekûtunu arayın, ve bu şeyler size artırılacaktır.
{{kısım||31}}
{{kısım||32}}Ey küçük sürü, korkma; zira Babanız melekûtu size vermeğe razı oldu.
{{kısım||32}}
{{kısım||33}}Neniz varsa satın, ve sadaka verin; kendinize eskimiyen keseler, göklerde eksilmiyen hazine yapın; orada hırsız yaklaşmaz, ve güve de bozmaz.
{{kısım||33}}
{{kısım||34}}Çünkü hazineniz nerede ise, yüreğiniz de orada olacaktır.
{{kısım||34}}
{{kısım||35}}Belleriniz kuşanmış, ışıklarınız yanar olsun;
{{kısım||36}}siz de efendileri düğünden döndüğü zaman gelip kapıyı çalınca, hemen ona açabilsinler diye, bekliyen adamlar gibi olun.
{{kısım||36}}
{{kısım||37}}Efendi geldiği zaman, beklemekte bulacağı o hizmetçilere ne mutlu! Doğrusu size derim, kendisi kuşanıp onları oturtacak, ve gelip onlara hizmet edecektir.
{{kısım||37}}
{{kısım||38}}Eğer ikinci nöbette, ve eğer üçüncüde gelir, onları böyle bulursa, o hizmetçilere ne mutlu!
{{kısım||38}}
{{kısım||39}}Fakat şunu bilin ki, eğer ev sahibi hırsızın hangi saatte geleceğini bilseydi, uyanık durup evini deldirmeğe bırakmazdı.
{{kısım||39}}
{{kısım||40}}Siz de hazır olun; çünkü İnsanoğlu sanmadığınız saatte gelir.
{{kısım||40}}
{{kısım||41}}Petrus dedi: Ya Rab, bu meseli bize mi, yoksa herkese de mi söyliyorsun?
{{kısım||41}}
{{kısım||42}}Ve Rab dedi: Zamanında onlara azıklarını vermek için hizmetçilerin başına efendinin koyduğu sadık ve akıllı kâhya kimdir?
{{kısım||42}}
{{kısım||43}}Efendisi geldiği zaman, böyle yapmakta bulduğu o hizmetçiye ne mutlu!
{{kısım||43}}
{{kısım||44}}Gerçek size derim: Efendi bütün malları üzerine onu koyacaktır.
{{kısım||44}}
{{kısım||45}}Fakat o hizmetçi, yüreğinden: Efendim gelmekte gecikiyor, derse; köleleri ve cariyeleri dövmeğe, yiyip içmeğe, ve sarhoş olmağa başlarsa,
{{kısım||45}}
{{kısım||46}}o hizmetçinin efendisi, beklemediği bir günde, ve bilmediği bir saatte gelecek, onu iki parça edip payını sadakatsizler ile verecektir.
{{kısım||46}}
{{kısım||47}}Efendisinin muradını bilen, ve hazırlık yapmıyan, efendisinin muradına göre de davranmıyan hizmetçi, çok dayak yiyecektir;
{{kısım||47}}
{{kısım||48}}fakat bilmiyerek dayağa müstahak iş gören, az dayak yiyecektir. Kime çok verilmişse, ondan çok istenecektir; ve kime çok emanet edilmişse, ondan fazla istenecektir.
{{kısım||48}}
{{kısım||49}}Ben dünyaya ateş atmağa geldim; eğer şimdiden tutuşmuş ise, daha ne isterim?
{{kısım||49}}
{{kısım||50}}Fakat benim vaftizleneceğim bir vaftizim var; ve bu, yerine gelinciye kadar ne derece sıkılmaktayım!
{{kısım||50}}
{{kısım||51}}Dünyaya selâmet getirmeğe mi geldim sanıyorsunuz? Size derim ki: Hayır, fakat daha doğrusu ayrılık getirmeğe geldim;
{{kısım||51}}
{{kısım||52}}çünkü bundan sonra, bir evde beş kişi olacak, üçü ikiye, ikisi üçe karşı ayrılacaklar.
{{kısım||52}}
{{kısım||53}}Baba oğula karşı, oğul babaya karşı; ana kıza karşı, kız anasına karşı; kaynana geline karşı, gelin kaynanasına karşı olacaklar.
{{kısım||53}}
{{kısım||54}}Ve İsa halka da dedi: Garptan bir bulut yükseldiğini görünce, hemen: İşte, yağmur geliyor, dersiniz; ve öyle olur.
{{kısım||54}}
{{kısım||55}}Ve cenup yeli estiğini gördüğünüz zaman: Çok sıcak olacak, dersiniz; ve öyle olur.
{{kısım||55}}
{{kısım||56}}Ey ikiyüzlüler! Yer ve gök yüzünü seçebiliyorsunuz, fakat nasıl oluyor da, bu zamanı seçemiyorsunuz?
{{kısım||56}}
{{kısım||57}}Ve niçin kendiliğinizden doğruyu ayırt etmiyorsunuz?
{{kısım||58}}Çünkü sen hasmınla beraber hükûmete giderken, yolda ondan kurtulmağa çalış; ki, o seni hâkim önüne sürüklemesin, ve hâkim seni memura verip, memur da seni zindana atmasın.
{{kısım||58}}
{{kısım||59}}Sana diyorum: Son pulu da ödeyinciye kadar, oradan çıkmıyacaksın.
{{kısım||59}}