Mesnevi (Konuk)/1. Defter/1801-1850: Revizyonlar arasındaki fark
İçerik silindi İçerik eklendi
içine metin eklenecek olan şablon eklendi |
metin eklendi |
||
10. satır:
}}
'''1801.''' Nâle ederim; zirâ nâleler O'na hoş gelir; O'na iki âlemden nâle ve gam gerektir. <br>
'''1802.''' Mâdem ki O'nun sarhoşlarının halkasında değilim; O'nun destânının acılığından nasıl inlemem? <br>
'''1803.''' Onun gündüzü olmaksızın, onun gündüz parlatıcı yüzünün visâli olmaksızın niçin gece gibi olmayayım? <br>
'''1804.''' O'nun nâhoşu, benim cânımda hoş olur; benim gönül incitici yârime cân fedâdır. <br>
'''1805.''' Ferd olan şâhımın hoşnudluğu için, kendi meşakkat ve derdimin âşıkıyım. <br>
'''1806.''' Gam toprağını göz için sürme yaparım; tâ ki iki göz deryâsı gevherden dola. <br>
'''1807.''' Halkın onun için yağdırdıkları göz yaşı gevherdir; halbuki halk göz yaşı zannederler. <br>
'''1808.''' Ben cânın cânından şikâyet mi ediyorum; ben şikâyet edici değilim, rivâyet ediyorum. <br>
'''1809.''' Gönül, ben ondan incinmişim diyor; ben ise zayıf nifakdan gülmüşümdür. <br>
'''1810.''' Doğruluk et, ey sen, doğruların fahrisin, ey sen, sadırsın ve ben senin kapının eşiğiyim. <br>
'''1811.''' Eşik ve sadır ma'nâda nerededir? Yârimizin olduğu o tarafta biz ve ben hani? <br>
'''1812.''' Ey senin canın bizden ve benden kurtulmuştur; ey erkekde ve kadında olan latife-i rûh! <br>
'''1813.''' Vaktâ ki erkek ve kadın bir olur, o bir sensin. Vaktâ ki birler mahv oldu, oncağız sensin. <br>
'''1814.''' Bu beni ve bizi bunun için yapdın; tâ ki sen kendin ile hizmet tavlasını oynayasın. <br>
'''1815.''' Tâ ki benler ve senler hep müttehid ola; âkıbet cânânın müstağrakı ola. <br>
'''1816.''' Bu hep vardır ve gel ey "Kün!" emri, ey "gel"den ve sözden münezzeh olan. <br>
'''1817.''' Cisim seni cisimce görebilir; senin gamını ve gülmeni hayale getirir.<br>
'''1818.''' Bir gönül ki, o gamın ve gülmenin bağlanmışıdır, sen o görmenin lâyıkıdır deme! <br>
'''1819.''' O kimse ki gama ve gülmeye bağlanmış ola, o kimse bu iki âriyetle yaşar. <br>
'''1820.''' Aşkın yeşil bağı ki, nihâyetsizdir, gam ve şâdiden başka onda çok meyveler vardır. <br>
'''1821.''' Aşıklık bu iki halden pek yüksektir. Bahârsız ve sonbahârsız yeşil ve tâzedir. <br>
'''1822.''' Ey güzel yüzlü, güzel yüzünün zekâtını ver! Pâre pâre olan cânın şerhini açık söyle! <br>
'''1823.''' Şöyle ki, kirpik kırparak nâz ve göz ucu ile gıcıklayıcı olan bakışından gönlümün üzerine tâze yara koysun. <br>
'''1824.''' Böyle derin ma'nâ ile sûreti cem' etmek, azim kuvvetin gayrisiyle mümkin değildir. <br>
'''1825.''' Sarhoşluğu ve ayıklığı cem' etmek lâzımdır; tâ ki fakr yolunda erkek arslan olasın. <br>
'''1826.''' Eğer kanımı döktü ise, ben helâl ettim; ben helâl diyorum, o kaçıyor idi. <br>
'''1827.''' Mâdem ki toprağa mensûb olanların nâlesinden kaçıyorsun, gamnâkilerin gönlüne gamı niçin dökersin? <br>
'''1828.''' <br>
'''1829.''' <br>
| |||