Yerde İnsan Gökte Melek Yok İken
Yerde insan gökte melek yok iken
Kudretinden bir nur indi süzüldü
Cümle mahluk kandildeki nur iken
Ayın Ali, mim Muhammed yazıldı
Ol dem yaratıldı div ile peri
Kaftan kafa hükmederdi herbiri
Vardı hem anların bir sultanları
Gayet pehlivandı zurbazu idi
Üç yüz elli batman gürzü çekerdi
Uzun kargı Kûh-i kaf’ı yıkardı
Cümle divler anın havfın çekerdi
Yedi iklim dört köşede raz idi
Üç yüz altmış arşın idi kameti
Hiçbir kula benzemezdi heybeti
Yetmiş yedi arşın idi sıfatı
Bakınca mağripten meşrike düz idi
Kafdağında bir bağ vardı hurmadan
Ol vakit yok idi Dünyada insan
Gördü bağ içinde bir taze civan
Şâd ü hurrem olup gayet sevindi
Nigâr mısın deyip sundu elini
Benliğinden geçti sındı halini
Özge bilemedi hiç ahvalini
Tezden hemen yüzüstüne yıkıldı
Yedi günden sonra buldu özünü
Eli bağlı kan doldurmuş gözünü
Sultan Süleymana vurdu yüzünü
Süleymansın şu bendimi çözindi[1]
Süleyman der kim bağladı elini
Kaddin hilâl olmuş bükmüş belini
Kim eyledi sana bunca zulümü
Hakkın emri böyle imiş gezindi[2]
Div de der ki beni bağlayan uşak
Âkil, baliğ değil on iki ancak
Bir darp ile beni eyledi helâk
Yavrı şahin gibi uçtu süzüldü
Süleyman der biz bu sırrı biliriz
O işi tutanı biz de sezeriz
Sanma senin bağlı bin yıl dahi gezindi «?»
Div de der ki âhırında nolacak
Bu dert bize kıyamete kalacak
Süleyman der Muhammed var gelecek
Âhırzaman yakın derler sezildi
Nice bin yıl geçti, nice bin saat
Yer duruldu karşı geldi yedi kat
Zâhir oldu Ali ile Muhammed
Karşısında div dirildi dizildi
Mekke Medinenin halkı duruştu
Dedi görenlerin tebdili şaştı
Kâbenin üstüne gölgesi düştü
Kamu görenlerin benzi bozuldu
Yedi iklim pâdişâhı geldiler
Geldiler de taraf taraf kondular
Tezden Muhammede haber veriler
Gelince bir haber ol gel tez dedi
Muhammed de dive nerde bağlandın
Adın nedir bunca nerde eğlendin
Süleyman nebiye Nuha varmadın
Elin bağlı bin yıl dahi gezindi
Div de der ki yüz bin adım atladım
Kaftan kafa kadar hükmeder idim
Süleyman nebiye Nuha uğradım
Ne yaram öğündü ne bağ çözüldü
Yüz yiğirmi dörde verilmez adet
Buna peygamberden bulmadım medet
El’aman mürüvvet kıl ya Muhammed
Kuşça canım kafesinden süzüldü
Süleymandan haberini alın mı[3]
Kaftan ırak yollarından gelin mi
Görünceğiz sen oğlanı bilin mi
Eğlenme de şu orduyu gezindi
Büyük küçük bu haberi duydular
Tellâl koyup çarşı çarşı sordular
Cümlesi de derildiler geldiler
Hepsi divin karşısında dizildi
Nice günler geçti aylar savuştu
Derd ehli de dermanına kavuştu
Bunca insan tekçe tekçe buluştu
Gümanım kalmadı umum[4] üzüldü
Div de der ki beni aldı bu merak
Gelemem bir dahi menzilim ırak
Aradığım oğlan burdadır mutlak
Yana yana şu vücudüm Közoldu
Muhamed der dive dava eyledin
Bunca halkı bir araya derledin
Oğlan burda sen oğlanı görmedin
Elin bağlı bin yıl dahi gezindi
Div de der ki sanman beni deliyim
Kaftan ırak yollarımdan gelirim
Görünceğiz ben oğlanı bilirim
Kaşlarından mim duası yazıldı
Hak emrile gökten Cebrail indi
İndi de namına sultanı sundu
Allah Muhammede selâm gönderdi
Muhammedsin div kendini çözündü
Muhammed Selmana gel dedi geldi
Âleme bir nurdur balkıdı doğdu[5]
Selman donunda da Aliyi gördü
Div Muhammed hırkasına sarıldı
Yerde insan gökte melek yok iken
Duyar idim çok div başın keserdi
Ali divin kusuruna kalmadı
Kimi inandı kimi inanmadı
Ta Elestten ikrar veren dönmedi
Münkirin gönlüne lânet yazıldı
Büyük küçük bu haberi işitti
Alinin sırrına kim erdi yetti
Div müslüman oldu sılaya gitti
Cemaat dağıldı alay bozuldu
Kul Himmet üstadım dediğim neden
Gitmiyor sevdası bir dem serimden
İkrarlık güderek Elest deminden
Hakkın ismi kalbimize yazıldı