Yargıtay'ın 2018 - 5067 esas ve 2019 - 6232 karar no'lu kararı
11. HUKUK DAİRESİ
Karar No:2019 / 6232
Karar Tarihi:7.10.2019
MAHKEMESİİSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 26/10/2017 tarih ve 2017/218- 2017/281 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin imtiyaz hakkı sahibi olduğu gazetenin 27.03.2013 tarihli nüshasında "Alman Usulü Adalet" ve "Neo Nazi Duruşmasında Türk Basınına Ambargo" adlı haber yazılarının yayınlandığını, bunların özel haber olduğunu, her iki haber yazının davalıya ait www.t24.com.tr internet sitesinde izin alınmaksızın ve kaynak gösterilmeksizin aynen yayınlandığını, ayrıca Milliyet Gazetesi'nin 29.03.2013 tarihli nüshasında "Gizli Servisten Açık Makale" ve "Türk Dış Politikası Liberal Karakterli" başlıklı haber yazılarının yayınlandığını, davalının aynı internet sitesinde bu haber yazılarını da izinsiz olarak ve kaynak göstermeksizin aynen kullandığını, bu haber yazılarının FSEK anlamında eser niteliğinde olduğunu, davalının izinsiz olarak kullandığı haber yazılarının FSEK 36. madde kapsamında olmadığını, eser niteliğindeki bu haber ve yazıların izinsiz olarak ve kaynak gösterilmeksizin yayınlanmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek müvekkilinin haklarına yapılan tecavüzün ref'ini, kararın ilanını, FSEK 70. maddeye göre 3.000 TL, FSEK 68. maddeye göre 1.000 TL'nin 3 katı olan 3.000 TL tazminatın tahsilini talep ve dava etmiş, 22.05.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 7.500 TL'ye çıkarmıştır.
Davalı vekili, T24 haber sitesinde yayınlanmış olan haberlerin, gazetecilik mesleği gereği kaynağını Anayasadan alan haber verme hakkının kullanılmasından ibaret olduğunu, bu haberlerin yazılı basımda ve internet ortamında yayın yapan diğer basın sitelerinde de yayınlanmış olduğunu, FSEK 36 ve 37. madde kapsamında olduklarını, günlük havadis ve haberlerin eser niteliğinde olmadığını, davacının dava açma yetkisi bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; dava konusu haber niteliğinde hazırlanan yazının genel anlamda yazılan açıklama ve ifadelerden farklı bir haber uslübuna sahip olduğu ve haber diline dönüştürülmesinin hususiyet unsuru içeren ilim ve edebiyat eseri olarak kabulü sonucunu doğurmayacağı, yapılan incelemede söz konusu haber yazılarının ilim ve edebiyat eseri vasfında bulunmadığı ancak kullanımının haksız rekabet oluşturduğu, oluşan haksız rekabet nedeniyle alınan bilirkişi raporlarında kullanıma uygun bedel olduğu belirlenen 18.04.2014 tarihli bilirkişi raporundaki değerin yerinde olduğu, kararın ilanında davacının hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının internet adresinde 27.03.2013 ve 29.03.2013 tarihlerinde yayınlanan dava konusu haberlerin izinsiz kullanımının haksız rekabet oluşturduğundan men'ine, ref'ine, haksız rekabet nedeniyle 2.500,00 TL maddi, takdiren 1.000,00 TL tazminatın tahsiline, kararın ilanına karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
1- ) Dava, davacının imtiyaz hakkı sahibi olduğu gazetelerde yayınlanan ve eser niteliğinde olduğu iddia olunan haber içeriklerinin davalı tarafça izinsiz kullanımı nedeniyle eser sahipliğinden kaynaklanan haklara tecavüzün tespiti, men'i, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı sonrasında yapılan değerlendirmeler sonucunda farklı görüşler içeren bilirkişi raporlarından, dava konusu haber içeriklerinin, 5846 sayılı FSEK 1/B ve 2. maddeleri anlamında haberi hazırlayan kişilerin hususiyetini taşıyıp ilim ve edebiyat eseri niteliğinde olmayan yazılar olduğuna dair görüş bildiren 09.12.2015 havale tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmiş ise de; bozma ilamı sonrasında dosya arasına alınan 10.03.2016 havale tarihli diğer bilirkişi raporunda, dava konusu haberlerin 5846 sayılı FSEK anlamında eser niteliğinde oldukları mütalaa edilmiş olup anılan bilirkişi raporları arasında oluşan çelişki giderilmeksizin karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla mahkemece, dava konusu haber içeriklerinin niteliği hususunda farklı değerlendirmeler içeren bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- ) Bozma sebep ve şekline göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 07/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.