Selahattin Demirtaş'ın 16 Şubat 2017'de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığındaki ifadesi

Üzerime atılı suçla ilgili olarak, öncelikle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kovuşturmaya yer olmadığına dair verdiği karar doğru bir karardır. Bu tamamıyla eleştiri hakkıdır. Açıklamada tek bir hakaret cümlesi ya da hakaret ima eden bir cümle yoktur.

Parlamenterin iki temel görevi vardır. Biri yasama, birisi denetleme görevidir. Parlamentoda denetleme görevini önergelerle yapabilecekleri gibi, parlamento içi ve dışı konuşmalarla da bunu yaparlar. Burada söz konusu konuşmaya dair açıklamada, Türkiye Cumhuriyet Devleti adına yürütme yetkisini kullanan görevlilerin, bu görevden kaynaklı eylem ve işlemlerine karşı bir eleştiri yapılmıştır. Bu konuşmadaki asıl önemli konu, parlamenterin denetleme hakkı ve görevidir. Bu soruşturmanın sadece ifade özgürlüğümüzü değil, parlamenter denetleme hakkımızın da ihlali olduğunu düşünüyorum.

Hakkımda açılmış 102 soruşturma söz konusu şu anda. Bunların tamamı hükümete yönelik eleştirilerden ibarettir. Soruşturma ve davaların yoğunluğu da göstermektedir ki, yargı eliyle muhalefet baskı altına alınmaya çalışılmaktadır. Her ne kadar Cumhurbaşkanı’nın avukatları suç duyurusu yapmışsa da, bunun temel hedefi bizi yargı eliyle baskı altına almaktır.

Yargının bu tür siyasi oyunlara alet olmaması gerekir. Bağımsız ve güçlü bir yargı bireylerin değil devletin de demokratik geleceği açısından önemlidir. Kaldı ki, buna benzer eleştirileri daha önce grup toplantılarında da yapmıştım. Örneğin 3 Şubat 2015 tarihli Meclis Grup toplantımız; ya da 14 Ekim 2014 tarihli Grup toplantımız buna benzer eleştirilerin yapıldığı konuşmalardır. Dolayısıyla soruşturma konusu konuşma dokunulmazlık değil, sorumsuzluk kapsamındadır.

Dokunulmazlık kaldırılmış olsa bile, kürsü dokunulmazlığı dediğimiz mutlak sorumsuzluk milletvekilleri açısından her zaman bir güvencedir. Ancak sorumsuzluk sorunu gözetilmeden Sulh Ceza Hakimliğinin kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılması açık bir anayasa ihlalidir, Anayasa'nın 83/1 maddesine açıkça aykırıdır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bazı içtihatlarında da belirtildiği gibi, bir konuşma ile ilgili soruşturmanın açılması bile ifade özgürlüğünün ihlalinin oluşması için yeterlidir. Şu anda bir milletvekili, Eş Genel Başkan olarak bu konu ile ilgili karşınızda ifade vermem bile ihlaldir.

Savcılığınızın artık bu ihlale daha fazla izin vermemesini talep ediyorum. Takdir savcılığınızındır.

Kaynak: "Demirtaş: Hakkımızdaki soruşturma ve davaların yoğunluğu yargı eliyle muhalefetin baskı altına alınmaya çalışıldığını göstermektedir". hdp.org.tr. 16 Şubat 2017. 19 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Eylül 2017. 
Telif durumu: