Sayfa:Zafername Şerhi (Ziya Paşa).pdf/18

Bu sayfa istinsah edilmiş

Bezm-i adline müsavi çakıcı, tamburacı;
Meclisinde bir olur lâgutacı, usturacı;

Tanımaz çizmeci ya losturacı, mosturacı,
Öyle nazik ki, eğer şapkalı bir kunduracı
Evine gelse eder ta kapıdan istikbal.
Oratörler, avukatlar yanına gelse eğer
Onu ilzamda elbette kalırlar muztar.

Bu değildir yalnız zat-ı şerifinde hüner,
Öyle bir cerbeze-i nutku da var kim eyler
Hasmının hakkı dahi olsa elinde iptal.
Geçti göhrette mülük-ü Arab ü İran'ı,
İttihaz eyledi elkab-ı hükümdaranı.

Monitörlerde Son Altes yazılır unvanı;
Çok mudur Avrupa'ya gitse ukab-ı şanı,
Beykoz'a Gekbüze'den gelse acep mi kartalâ
Mazhar olsa gazab-ı pâkine şir-i nerre
Dehşetinden dağılır cismi misal-i zerre.

Muziyat olmasın asayiş-i hale garre:
Kahrına uğramadı, uğrasalar bir kerre,
Ne tavanlarda gezer fare, ne dağlarda çakal.
Bazı ahvalde eylerse ağırca hakaret
Herbirinde bulunur bir nice sırr ü hikmet.

Ona tembel demek elbette hatadır, elbetâ
Hep teenni-i hakimaneden eyler neş'et
Tab'-ı pâkinde eğer var ise cüzi ihmal.
Mün ü Hatem denemez zatının emsalidir
Ki bunun bendeleri lütfu ile malidir.

Arızi sanma bunu, kendisinin halidir,
Himmet ü meşrebi de tab'ı gibi âlidir
Çünkü esma olunur nâsa semadan inzal. —
Himmetiyle edeli kaide-i adl zuhur
Nice mazlumların hatırı oldu mesrur.

Böyle lütfun kim eder şükrünü ifada kusur:
Sayesinde o kadar etti cihan kesb-i huzur
Eylemez kimse duasında dakika ihmal.