Sayfa:Zafername Şerhi (Ziya Paşa).pdf/14

Bu sayfa istinsah edilmiş

Zat-ı Haydar-şiyemi azmedeli bu sefere
Baş keserler kılıcı namına cümle kefere.

Vermedi ruhsat-ı takib-i adu bir. nefere,
İktifa eyledi El'afvü zekât-üz-zafer'e,
Etmedi taife-i bagıyeyi istisal.
Gerçi her fende müsellemdir o sadrın zatı,
İlm-i inşada hususi ile malümatı;

Başka davada bulunmaz diyelim ispatı,
Ya o takrire, ki tafsil eder icraatı,
Hüsn-ü tâbir ü belügatte bulunmaz emsal.
Öyle takrir ki herbir sözü dürr ü meknun,
Öyle bir nusha ki her satrı mezaya-yı füsun.

Gören ol mülhemeyi ya nice olmaz meftun:
Serteser şive-i icaz ü scraser mazmun,
Lâfzı pürnükte vü her nüktesi lebriz-i hayal.
Gösterir kilk-i füsunkârı günü şep yerine,
Arzeder şimşeği kasteylese kevkep yerine,

Saydırır bir deveyi istese merkep yerine,
Kan saçar hame-i hunrizi mürekkep yerine
Meşrebi mâreke-i rezme olunca meyyal.
Seyrine göz eremez kilk-i hünercamesinin,
Nur-u mâna üzerinde dolaşır hâmesinin,

Oku bu beytini dikkatle Zafernamesinin:
Zülf-i yâre dokunur meselede hamesinin
Târ-ı mâna dökülür payına kangal kangal.
Ne yazarsa olur ıtrasına mecbur cihan,
Ne yaparsa eder elbette taaccüp insan.

Ya nasıl olmasın âsarına âdem hayran:
Yazdığı şeylere Mümtaz ü Fuat alkışhan,
Gördüğü işlere Tavkim ü Ceride tellâl.
Az gelir sıytını tarif için her ne desem.
Kulunuz Avrupa'nın halini gerçi bilmem.

Bunu bir diplomat ağzından işittim akdem:
Öyle bir şöhrete malik ki mülük-ü âlem
Namını bilse eğer elbet anar bil'ibcal,